Ana Sayfa

Arz-ı mev‘ûd ( "Şartlı" Vaadedilmiş Topraklar )


Bereketli Topraklar Kimlere Vaat Edildi ?

İslam ve Yahudi kaynakları böyle bir vaadin olduğunu doğruluyor.
Yahudilerin bölgeye sahip olmak için sürdürdükleri ısrarlarında ve 
bu yolda yapılacak her şeyi âdeta mübah görmelerindeki dayanak noktaları da bu vaatti.
Ancak Yahudiler tarafından göz ardı edilen ve üstü örtülen bir durum var ki o da 
bu toprakların İbrahim'in soyundan gelenlere verildiğidir.
Dolayısıyla eğer böyle bir vaat varsa İshak'ın soyundan gelen Yahudiler kadar 
İsmail'in soyunu devam ettirenlerin de bu topraklarda hak sahibi oldukları unutulmamalıdır.
Ayrıca Nil'den Fırat'a kadar olan bereketli toprakların 
ALLAH tarafından vaat edilmesi belli şartlara bağlıydı.

"Andolsun, Zikir'den ( Tevrat'tan ) sonra Zebûr'da da, 
'Yeryüzüne muhakkak benim salih kullarım varis olacaktır.' diye yazmıştık."
Enbiya 105

şeklinde buyrulması bölgenin sonraları herhangi bir ırka değil, 
ALLAH'ın salih kullarına bağışlandığını gösteriyor.
Sadece Kuran'da değil aynı zamanda temel Musevi kaynaklarında da 
Yahudilerin bereketli toprakları hak etmedikleri için 
buradan kovuldukları sıkça belirtilmektedir.

Maide 
21. "Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin. 
Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz."
22. Dediler ki: "Ey Mûsâ! ( dediğin ) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var. 
Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz."
23. Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti: 
"Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz. 
Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin."
24. Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. 
Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız."
25. Mûsa, "Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebilirim. 
Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını ayır" dedi.
26. Allah, şöyle dedi: "O hâlde, orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır. 
Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar. 
Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme." 

"Şartlı" Vaadedilmiş Topraklar !


İbrahim'in Tanrı'ya olan sadakati:

Tekvin / Yaratılış 12
RAB Avram’a, “Ülkeni, akrabalarını, baba evini bırak, sana göstereceğim ülkeye git” dedi,
2 “Seni büyük bir ulus yapacağım, Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım, Bereket kaynağı olacaksın.
3 Seni kutsayanları kutsayacak, Seni lanetleyeni lanetleyeceğim.
Yeryüzündeki bütün halklar Senin aracılığınla kutsanacak.”

Tekvin / Yaratılış 15
Bundan sonra RAB bir görümde ( Rüyada ) Avram’a, “Korkma, Avram” diye seslendi, “Senin kalkanın benim. Ödülün çok büyük olacak.”
2 Avram, “Ey Egemen RAB, bana ne vereceksin?” dedi, “Çocuk sahibi olamadım. Evim Şamlı Eliezer’e kalacak.
3 Bana çocuk vermediğin için evimdeki bir uşak mirasçım olacak.”
4 RAB yine seslendi: “O mirasçın olmayacak, öz çocuğun mirasçın olacak.”
5 Sonra Avram’ı dışarı çıkararak, “Göklere bak” dedi, “Yıldızları sayabilir misin? İşte, soyun o kadar çok olacak.”
6 Avram RAB’be iman etti, RAB bunu ona doğruluk saydı.

Tekvin / Yaratılış 17
Avram doksan dokuz yaşındayken RAB ona görünerek, “Ben Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’yım” dedi, “Benim yolumda yürü, kusursuz ol.
2 Seninle yaptığım antlaşmayı sürdürecek, soyunu alabildiğine çoğaltacağım.”
3 Avram yüzüstü yere kapandı. Tanrı,
4 “Seninle yaptığım antlaşma şudur” dedi, “Birçok ulusun babası olacaksın.
5 Artık adın Avram değil, İbrahim olacak. Çünkü seni birçok ulusun babası yapacağım.
6 Seni çok verimli kılacağım. Soyundan uluslar doğacak, krallar çıkacak.
7 Antlaşmamı seninle ve soyunla kuşaklar boyunca, sonsuza dek sürdüreceğim. Senin, senden sonra da soyunun Tanrısı olacağım.
8 Bir yabancı olarak yaşadığın toprakları, bütün Kenan ülkesini sonsuza dek mülkünüz olmak üzere sana ve soyuna vereceğim. Onların Tanrısı olacağım.”
9 Tanrı İbrahim’e, “Sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız” dedi,
10 “Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu şudur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek.

İsrailoğulları'nın Tanrı'nın buyruklarını yerine getirmesi:

Mısır’dan Çıkış 19
5 - 6 "Şimdi, eğer gerçekten sözümü dinler, antlaşmamı yerine getirirseniz, o zaman sizden korkacak olan ve size saygı duyacak olan bütün ulusların arasında kutsal bir ulus olacaksınız. Çünkü benim RAB, Tanrınız olduğumu göreceksiniz. Çünkü size iyilik yapacağım ve sizi çoğaltacağım. Adımı bütün dünyaya duyuracağım."

Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 11
26 - 28 "RAB'bin size vaat ettiği toprakları miras alacaksınız ve oraya yerleşeceksiniz. Onu mülk edineceksiniz ve sizden sonra çocuklarınıza da miras kalacak. RAB'bin önünde doğru olanı yapın, iyilik ve doğruluk yolundan ayrılmayın. RAB'bin size verdiği bu topraklarda yaşayabilmeniz için, RAB'bin buyruklarına uyun."

Yeşu 23
6 - 8 "RAB'bin size verdiği bu topraklarda yaşayabilmeniz için, RAB'bin önünde doğru olanı yapın, iyilik ve doğruluk yolundan ayrılmayın. RAB'bin buyruklarına ve kurallarına uyun, onları unutmayın. RAB'bin size verdiği bu topraklarda başarılı olabilmeniz için, onları aklınızdan çıkarmayın."

Ey İsrailoğulları! 
Size verdiğim nimeti hatırlayın.
Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki
ben de size verdiğim sözü yerine getireyim.
Yalnız benden korkun.
Bakara 40

Ey kavmim!
Allah'ın, sizin için yazdığı, kutsal topraklara girin.
( Eski Putperest adetlerinize ) Gerisin geri dönmeyin. 
Yoksa ters yüz olarak hüsrana uğrarsınız.
Maide 21
 

Allahın Sözünü Dinlemiyorlar ! ( Bkz. Filistinde yaptıkları ! )

Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 19
13 İsrail'i suçsuz kanı dökme günahından arındırmalısınız ki, üzerinize iyilik gelsin.

Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 21
RAB'bin gözünde doğru olanı yapmakla, suçsuz kanı dökme günahından arınacaksınız.” 

Tevrat'taki şu satırlar oldukça düşündürücüdür :

"Öküz kendi sahibini, eşek de efendisinin yemliğini bil­diği halde 
İsrail Rabbini bilmemektedir. ( İşaya, 1/2-3 )

Yahudilerin bu bozgunculukları ve ALLAH'a verdikleri sözleri tutmamaları dolayısıyla 
bereketli topraklardan uzaklaştırıldıkları Tevrat'ta da belirtilmiştir:
"Ahde riayet etmeyen Arz-ı Mev'ud'dan mahrum kalacak ve lanetlenecektir." ( Yeremya 11/3 )
Irmaktan Filistîler diyarına ve Mısır sınırına kadar bütün ülkeler üzerinde saltanat sürdüğü” ( I. Krallar 4/21 )
belirtilmesine rağmen krallığın doğu sınırı asla Fırat’a varmamıştır.
Arz-ı mev‘ûd ilk önce İbrâhim'e ve onun zürriyetine vaad edilmiştir ( Yaratılış / Tekvin, 13/14-17 )
Ve senin gurbet diyarını, bütün Ken‘an diyarını sana ve senden sonra zürriyetine ebedî mülk olarak vereceğim ve onların ALLAH’ı olacağım” ( Yaratılış / Tekvin, 17/8 )
Ancak Kitâb-ı Mukaddes geleneği daha sonra 
İsmâil’i devre dışı bırakarak ( NEDEN ? )  ***
vaadin İshak ve onun zürriyetine ait olduğunu belirtmektedir ( Yaratılış / Tekvin, 21/12 ). 

Toprak Vaadi !

Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 1
5 Musa Şeria Irmağı'nın doğu yakasındaki Moav topraklarında 
bu yasayı şöyle açıklamaya başladı: 
“Tanrımız RAB Horev'de bize, ‘Bu dağda yeteri kadar kaldınız’ dedi, 
‘Haydi kalkın, Arava'da, dağlık bölgede, Şefela'da, Negev'de ve 
Akdeniz kıyısında yaşayan bütün komşu halklara, 
Amorlular'ın dağlık bölgesine, 
büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan Kenanlılar ülkesine ve Lübnan'a gidin. 
8 Bu toprakları size verdim. 
Gidin, atalarınıza, İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a ve soylarına 
ant içerek söz verdiğim toprakları mülk edinin.’ ”

Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 1
Rab İsrail'i Cezalandırıyor 
34 “RAB yakınmalarınızı duyunca öfkelendi ve şöyle ant içti: 
35 - 36 ‘Atalarınıza ant içerek söz verdiğim o verimli ülkeyi, 
bu kötü kuşaktan Yefunne oğlu Kalev dışında hiç kimse görmeyecek. 
Yalnız o görecek, ayak bastığı toprakları ona ve soyuna vereceğim. 
Çünkü o bütün yüreğiyle RAB'bin yolunda yürüdü.’ 
37 “Sizin yüzünüzden RAB bana da öfkelenerek, ‘Sen de o ülkeye girmeyeceksin’ dedi, 
38 ‘Ama yardımcın Nun oğlu Yeşu oraya girecek. 
Onu yüreklendir. İsrailliler'in ülkeyi mülk edinmesini o sağlayacak. 
39 Tutsak olacak dediğiniz küçükleriniz, 
bugün iyiyle kötüyü ayırt edemeyen çocuklarınız oraya girecekler. 
Ülkeyi onlara vereceğim, orayı onlar mülk edinecekler. 
40 Ama siz geri dönün, Kamış Denizi yolundan çöle gidin.’ ” 

Tekvin / Yaratılış 15
7 "Seni ve soyundan gelenleri toprağına geri götüreceğim. Seni Mısır'dan çıkardığım yere, Fırat Nehri'nden Mısır Irmağı'na kadar uzanan toprakları sana ve soyundan gelenlere vereceğim."

Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 11
24 "RAB'bin size vaat ettiği toprakları miras alacaksınız ve oraya yerleşeceksiniz. Onu mülk edineceksiniz ve sizden sonra çocuklarınıza da miras kalacak."
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 11
24 Ayak basacağınız her yer sizin olacak. 
Sınırlarınız çölden Lübnan'a, Fırat Irmağı'ndan Akdeniz'e kadar uzanacak.

Yeşu 1
Sınırlarınız çölden Lübnan'a, büyük Fırat Irmağı'ndan 
–bütün Hitit ülkesi dahil– batıdaki Akdeniz'e kadar uzanacak. 

Çölde Sayım / Sayılar 33
50 Orada, Şeria Irmağı yanında Eriha karşısındaki Moav ovalarında RAB Musa'ya şöyle dedi: 
51 “İsrailliler'e de ki, ‘Şeria Irmağı'ndan Kenan ülkesine geçince, 
52 ülkede yaşayan bütün halkı kovacaksınız. Oyma ve dökme putlarını yok edecek, tapınma yerlerini yıkacaksınız. 
53 Ülkeyi yurt edinecek, oraya yerleşeceksiniz; 
çünkü mülk edinesiniz diye orayı size verdim. 
54 Ülkeyi boylarınız arasında kurayla paylaşacaksınız. Büyük boya büyük pay, küçük boya küçük pay vereceksiniz. Kurada kime ne çıkarsa, orası onun olacak. Dağıtımı atalarınızın oymaklarına göre yapacaksınız.

Hezekiel 37
24 “ ‘Kulum Davut onların kralı olacak, hepsinin tek çobanı olacak. 
Buyruklarımı izleyecek, kurallarıma uyacak, onları uygulayacaklar.
25 Kulum Yakup’a verdiğim, atalarınızın yaşadığı ülkeye yerleşecekler. 
Kendileri, çocukları, çocuklarının çocukları sonsuza dek orada yaşayacaklar. 
Kulum Davut da sonsuza dek onların önderi olacak.
26 Onlarla esenlik antlaşması yapacağım. 
Bu onlarla sonsuza dek geçerli bir antlaşma olacak. 
Onları yeniden oraya yerleştirip sayıca çoğaltacağım. 
Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım.
27 Konutum aralarında olacak; onların Tanrısı olacağım, 
onlar da benim halkım olacak.
28 Tapınağım sonsuza dek onların arasında oldukça 
uluslar İsrail’i kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlayacaklar.’ ”

Kenan Ülkesi
Çölde Sayım / Sayılar 13
29 Amalekliler Negev'de; Hititler, Yevuslular ve Amorlular dağlık bölgede; Kenanlılar da denizin yanında ve Şeria Irmağı'nın kıyısında yaşıyor.

Çölde Sayım / Sayılar 34 
Kenan Ülkesinin Sınırları 
1 RAB Musa'ya şöyle dedi: 
“İsrailliler'e de ki, ‘Mülk olarak size düşecek Kenan ülkesine girince, sınırlarınız şöyle olacak: 
3 “ ‘Güney sınırınız Zin Çölü'nden Edom sınırı boyunca uzanacak. Doğuda, güney sınırınız Lut Gölü'nün ucundan başlayacak, 
4 Akrep Geçidi'nin güneyinden Zin'e geçip Kadeş-Barnea'nın güneyine dek uzanacak. Oradan Hasar-Addar'a ve Asmon'a, 
5 oradan da Mısır Vadisi'ne uzanarak Akdeniz'de son bulacak. 
6 “ ‘Batı sınırınız Akdeniz ve kıyısı olacak. Batıda sınırınız bu olacak. ,
“ ‘Kuzey sınırınız Akdeniz'den Hor Dağı'na dek uzanacak. 
8 Hor Dağı'ndan Levo-Hamat'a, oradan Sedat'a, 
9 Zifron'a doğru uzanarak Hasar-Enan'da son bulacak. Kuzeyde sınırınız bu olacak. 
10 “ ‘Doğu sınırınız Hasar-Enan'dan Şefam'a dek uzanacak. 
11 Sınırınız Şefam'dan Ayin'in doğusundaki Rivla'ya dek inecek. Oradan Kinneret Gölü'nün doğu kıyısındaki yamaçlara dek uzanacak. 
12 Oradan Şeria Irmağı boyunca uzanacak ve Lut Gölü'nde son bulacak. 
“ ‘Her yandan ülkenizin sınırları bu olacaktır.’ ” 

Allahın Vaadi Yerine Geldi !

Yeşu 21
43 Böylece RAB atalarına vermeye ant içtiği 
bütün ülkeyi İsrailliler'e vermiş oldu.
İsrailliler de ülkeyi mülk edinip buraya yerleştiler. 
44 RAB atalarına ant içtiği gibi, onları her yönden rahata erdirdi. 
Düşmanlarından hiçbiri onların önünde tutunamadı. 
RAB hepsini onların eline teslim etti. 
45 RAB'bin İsrail halkına verdiği sözlerden hiçbiri boş çıkmadı; 
hepsi yerine geldi.

ibrahim’den sonra aynı vaad 
İshak’a ve onun zürriyetine ( Yaratılış / Tekvin, 26/2-3 ),
Ya‘kub’a ve zürriyetine ( Yaratılış / Tekvin, 28/4, 13; 48/4 ),
Yûsuf’a ( Yaratılış / Tekvin, 50/24 ),
Mûsâ’ya ( Mısır’dan Çıkış, 3/8, 17; 6/4, 8; 32/13; 33/1; Çölde Sayım / Sayılar, 34/1-12; Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 11/24-25 ) ve
Yeşu’a ( Yeşu, 1/2-4 ) yapılmıştır.
Arz-ı mev‘ûd İbrâhim, İshak, Ya‘kub ve Mûsâ’ya ve onların zürriyetlerine ebedî mülk ve miras olarak verilmiştir ( Yaratılış / Tekvin, 17/8; 28/4,13; 48/4; Mısır’dan Çıkış, 6/8 );

Ancak bu hiçbir şarta bağlı olmayan, mutlak bir vaad değildir.

Arz-ı mev‘ûda sahip olmanın, orayı ebedî mülk ve miras olarak almanın şartları, Rab Yahova ile İsrâiloğulları arasında değişik dönemlerde yapılan ahid*lerle tesbit edilmiştir.
İsrâiloğulları bu ahidlere riayet etmeleri şartıyla vaade hak kazanacaklar, aksi takdirde bundan mahrum kalacaklardı.
Arz-ı mev‘ûdla ilgili ilk ahid, Rab Yahova ile İbrâhim arasında yapılmıştır.
O günde Rab İbrâhim’le ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenîler’i, Kenizzîler’i, Kadmonîler’i, Hittîler’i, Perizzîler’i, Refalar’ı, Amorîler’i, Ken‘anlılar’ı, Girgaşîler’i, Yebusîler’i senin zürriyetine verdim” ( Yaratılış / Tekvin, 15/18-21 )
Bu ahid ile Tanrı İbrâhim'in soyunu fazlasıyla çoğaltacaktır; o, milletlerin babası olacaktır. Onun soyundan krallar çıkacaktır.
Onun gurbet diyarını, bütün Ken‘an diyarını ona ve ondan sonra da zürriyetine ebedî mülk olarak verecektir.
Bu vaadin karşılığı olarak İbrâhim ve onun zürriyeti, Tanrı olarak sadece O’nu tanıyacak ve her erkek sünnet olacaktır. Bu ahid ebedîdir ( Yaratılış / Tekvin, 1-14 )
İshak ve Ya‘kub ile de bir ahid yapılmıştır ( Mısır’dan Çıkış, 6/4 )
Rab İshak’a vaadini şu şekilde bildirmektedir: “Mısır’a inme, sana söyleyeceğim memlekette otur, bu diyarda misafir ol, seninle olacağım, seni mübarek kılacağım, çünkü bütün bu memleketleri sana ve zürriyetine vereceğim ve baban İbrâhim’e ettiğim yemini pekiştireceğim ve senin zürriyetini göklerin yıldızları gibi çoğaltacağım, zürriyetine bütün bu memleketleri vereceğim, yerin bütün milletleri senin zürriyetinde mübarek kılınacaklar, çünkü İbrâhim sözümü dinledi ve tenbihlerimi, emirlerimi, kanunlarımı ve şeriatlarımı tuttu” ( Yaratılış / Tekvin, 26/2-5 ).

Şu halde vaadin tahakkuku, ALLAH’ın emirlerini, kanun ve şeriatını tutmaya bağlıdır.

Yahova Ya‘kūb’a şöyle der:
Baban İbrâhim’in ALLAH’ı, İshak’ın ALLAH’ı rab benim.
Üzerinde yatmakta olduğun diyarı sana ve senin zürriyetine vereceğim; senin zürriyetin yerin tozu gibi olacak, garba, şarka, şimale ve cenuba yayılacaksın, yerin bütün kabileleri sende ve senin zürriyetinde mübarek kılınacaktır” ( Yaratılış / Tekvin, 28/13-14 ).

Musa ile de bir ahid yapılmıştır.

Bunun için İsrâiloğulları’na söyle. Ben rabbim.
Sizi Mısırlılar’ın yükleri altından çıkaracağım..., sizi kendim için bir kavim olarak alacağım ve size ALLAH olacağım... ve İbrâhim’e, İshak’a Ya‘kūb’a vermek için yemin ettiğim diyara sizi getireceğim ve onu size miras olarak vereceğim” ( Mısır’dan Çıkış, 6/2-8 ).
Musa vasıtasıyla Rab Yahova ile İsrâiloğulları arasında yapılan ahdin şartları ise Rabbin Mûsâ'ya verdiği şeriatın ( Tevrat ) hükümleridir ( Mısır’dan Çıkış, 19/24 )
İsrâiloğulları Tevrat’ta bildirilen hükümlere riayet ettikleri sürece Rab Yahova onları kendisi için bir kavim olarak alacak ve onlara ALLAH olacaktır. ( Mısır’dan Çıkış, 6/7; Levililer / Levioğulları, 26/12 )
Eğer gerçekten sözümü dinleyecek ve ahdimi tutacaksanız, bana bütün kavimlerden has kavim olacaksınız; çünkü bütün dünya benimdir; ve siz bana kâhinler melekûtu ve mukaddes millet olacaksınız” ( Mısır’dan Çıkış, 19/5-6 ).

Ahd-i Atîk’in birçok yerinde arz-ı mev‘ûdda uyulması gereken kurallar ayrıntılarıyla bildirilmiştir

( Mısır’dan Çıkış, 13/5-16; 1924; 33-34; Çölde Sayım / Sayılar, 15; Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 5-8; 11/22-25; 12/1-26/19; Yeşu, 1/6-8; Yeremya, 1/1-7 ).

Ahdin şartlarına uyulmadığı, Rabbin emirleri yerine getirilmediği, O’nun kanunları reddedildiği ( Levililer / Levioğulları, 26/14-15 ),
şeriattaki emirler tutulmadığı takdirde ise başlarına her türlü felâket gelecek; Rab Yahova onlardan nefret edip onlara karşı öfke ile yürüyecek ( Levililer / Levioğulları, 26/14-33; Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 28/58-68 ),
mülk edinmek için girdikleri diyardan koparılacaklardır ( Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 28/63 ).

Nitekim İsrâiloğulları tarihleri boyunca, hiçbir zaman Rab Yahova ile yapılan ahde sadık kalmamışlardır.

Ahd-i Atîk de onların ahdi bozmalarını ısrarla vurgulamaktadır.
( Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 29/25; 31/16, 20; Yeşu, 7/11; I. Krallar, 19/10; II. Tarihler, 12/1; Ezra, 9/10; Zebur / Mezmurlar, 119/53; İşaya, 24/5; Yeremya, 9/13; 22/9; Hezekiel, 44/7 ).

Mûsâ zamanında yapılan ahid, İsrâiloğulları’nın altın buzağıya tapmalarıyla bozulmuş ( Mısır’dan Çıkış, 32 ),
daha sonra arz-ı mev‘ûdun ebediyen verileceği tekrar bildirilerek ( Mısır’dan Çıkış, 32/13 )
ahid yenilenmiştir ( Mısır’dan Çıkış, 33-34 ).
Çölde ahid tekrar hatırlatılarak arz-ı mev‘ûda girilince uyulması gereken kurallar belirtilmiş ( Levililer / Levioğulları, 25/55-26/46 ),

fakat İsrâiloğulları her defasında ahdi çiğneyip Rab Yahova’ya isyan etmişlerdir.

Rabbin emri üzerine Mûsâ her kabileden birer temsilciyi arz-ı mev‘ûd hakkında bilgi toplamak üzere Ken‘an diyarına göndermiş, kırk gün sonra dönen grup, iki kişi hariç, oraya gitmenin tehlikeli olduğunu belirtmişler ve tekrar Mısır’a dönme arzularını izhar etmişlerdir. Bunun üzerine Rab Yahova onları mirastan mahrum edeceğini bildirmiş ve orayı onlara kırk yıl haram kılmıştır ( Çölde Sayım / Sayılar, 14/33-34 ). 
İsrâiloğulları’na böyle bir vaadin yapılması, onların salâhından ve yüreklerinin doğruluğundan dolayı değil, ancak oradaki milletlerin kötülüğünden ve Rabbin İbrâhim’e, İshak’a ve Ya’kūb’a and ettiği sözü sabit kılması sebebiyledir ( Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 9/4-5 ). 
Zira İsrâiloğulları “sert enseli bir kavim”dir ( Mısır’dan Çıkış, 32/9; 33/3; 34/9; Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 9/6, 13 ); 
Mısır diyarından çıktıkları günden beri Rabbe âsi olmuşlardır ( Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 9/7 ); 
öküz kendi sahibini, eşek de efendisinin yemliğini bildiği halde İsrâil Rabbini bilmemektedir ( İşaya, 1/2-3 ); 
İsrâiloğulları suçlu bir millettir, haksızlığı yüklenmiş olan kavimdir, kötülük işleyenlerin zürriyetidir. Rabbi bırakmışlar ( İşaya, 1/4 ),
ahdi bozmuşlar ( Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 31/16, 20; Yeremya, 11/10 ),
başka ilâhların ardında gitmişlerdir ( yeremya, 11/10 ).
Rab Yahova’nın hoşgörüsüne rağmen her defasında ahdi bozdukları için Rab onları helâk etmek istemiş, fakat bu niyetinden dönmüş, nâdim olmuştur. O kadar çok isyan etmişlerdir ki onları cezalandırmaya niyetlenen, fakat buna nâdim olan Yahova, nedâmet ede ede yorulmuştur ( Yeremya, 15/6 ).

Kuran’da

ibrahim, ismail, ishak, Yakub ve esbatın ( Ya‘kūb’un on iki oğluna ve onların soyundan gelenlerin oluşturduğu on iki kabileye verilen ad. )
yahudi veya hristiyan oldukları şeklinde yahudi ve hristiyanlarca ileri sürülen iddia reddedilmekte ( Bakara 135 - 140 ),
buna delil olmak üzere Tevrat ve incil’in ondan sonra indirildiği hatırlatılmakta ( Ali imran 65 ),
Yahudi yahut hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız” diyen yahudi ve hristiyanlara karşı müslümanlardan,
Hayır, biz Hanîf olan ibrahim’in dinine uyarız; o müşriklerden değildi” ( Bakara 135 ) demeleri istenmektedir.

Öte yandan Arap müşrikleri de ibrahim’in soyundan gelmek ve onun bina ettiği Kabe’yi koruma işini üstlenmiş olmaktan onur duyarlardı.
Ancak Kur’an onlara da ibrahim’in asla müşriklerden olmadığını, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman olduğunu hatırlatır ( Ali imran 67 ).

( NEDEN ? )  ***
ismâil’in on iki oğlu, bir de kızı.
ibrâhim’in vefatı üzerine Filistin’e gelen ismâil
kardeşi ishak ile birlikte babasını defneder.
On iki oğlu on iki kabilenin beyi olur.
( Yaratılış / Tekvin ), 25/9-10, 16-17 ).

Tevrat’ta ismâil’in sayılamayacak kadar çok zürriyetinin olacağı, semereli kılınacağı, ziyadesiyle çoğaltılacağı, on iki beyin babası olacağı, Tanrı’nın onu mübarek kıldığı ve büyük millet edeceği belirtilmekte ( Yaratılış / Tekvin ), 16/10; 17/20; 21/18 );

diğer taraftan “insanlar arasında yabani adam olacağı, onun eli herkese karşı, herkesin eli de ona karşı olmak üzere bütün kardeşlerinin şarkında oturacağı” bildirilmektedir ( Yaratılış / Tekvin ), 16/12 ).

Tevrat’a göre ismâil’in zürriyeti Havila, Mısır ve Fırat arasındaki Kuzey Arabistan çölünde ikamet ediyordu ( Yaratılış / Tekvin ), 25/18 ),

ismâil gibi ( Yaratılış / Tekvin ), 21/20 )

onlar da okçulukta şöhret bulmuşlardır ( işaya, 21/17 ).

iddia !


Bakara
135. ( Yahudiler ) "Yahudi olun" ve
( Hristiyanlar da ) "Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. De ki:
"Hayır, hakka yönelen ibrahim’in dinine uyarız. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi."
136. Deyin ki: "Biz Allah’a, bize indirilene ( Kur’an’a ),
ibrahim, ismail, ishak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene,
Mûsâ ve isa’ya verilen ( Tevrat ve incil ) ile
bütün diğer Elçilere Rab’lerinden verilene iman ettik.
Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz."
137. Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
138. "Biz, Allah’ın ( Vaftiz ) Arındırmasıyla Arınmışızdır. ( Vaftiz ) Arındırması Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz" ( deyin ).
139. Onlara de ki: "Allah hakkında mı bizimle tartışıp duruyorsunuz? Hâlbuki O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz size aittir. Biz O’na gönülden bağlanmış kimseleriz."
140. Yoksa siz, "ibrahim de, ismail de, ishak da, Yakub ile Yakuboğulları da yahudi, ya da hristiyan idiler" mi diyorsunuz?
De ki: "Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.

Cevap !

Ali imran
65. Ey kitap ehli! ibrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz.
Oysa Tevrat da, incil de ondan sonra indirilmiştir.
Siz hiç düşünmüyor musunuz?
67ibrahim, ne Yahudi idi, ne de Hristiyan.
Fakat o, hanif ( Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen ) bir müslümandı.
Allah’a ortak koşanlardan da değildi.

Siyonizm

Siyonizm, Yahudilerin tarihsel İsrail topraklarında bir devlet kurmayı amaçlayan bir ideolojik harekettir. Bu topraklar, Filistin'in büyük bir bölümünü ve Ürdün'ün bir kısmını kapsar.

Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da ortaya çıktı. Bu dönemde, Yahudiler Avrupa'da yaygın olarak ayrımcılığa ve zulme maruz kalıyorlardı. Siyonizm, Yahudilerin kendi devletlerini kurarak bu zulümden kurtulacağına inanıyordu.

1897'de, Theodor Herzl liderliğindeki bir grup Yahudi, Basel'de Dünya Siyonist Örgütü'nü kurdu. Örgüt, Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etmek ve Yahudi devletinin kurulmasını desteklemek için çalıştı.

1948'de, Birleşmiş Milletler, Filistin'i Yahudi ve Arap devletlerine bölmeyi kabul etti. Ancak, Araplar bu kararı reddetti ve İsrail'in kurulmasını savaşla karşıladı. İsrail-Arap savaşları, günümüze kadar devam eden bir çatışmaya yol açtı.

Siyonizm, hem destekçileri hem de karşıtları tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Bazıları, siyonizmin Yahudilerin kendi devletlerini kurma hakkının bir ifadesi olduğuna inanıyor. Diğerleri ise, siyonizmin ırkçı ve yayılmacı bir ideoloji olduğuna inanıyor.

Siyonizmin temel ilkeleri şunlardır:

  • Yahudilerin, tarihsel İsrail topraklarında bir devlet kurma hakkı vardır.
  • Yahudilerin, kendi devletlerini kurmak için kendi aralarında birleşmeleri gerekir.
  • Yahudi devletinin, tüm Yahudilerin güvenli ve özgür bir şekilde yaşayabilecekleri bir yer olması gerekir.

Siyonizm, modern İsrail devletinin kurulmasında önemli bir rol oynamıştır. İsrail, bugün hala dünya çapında en tartışmalı konulardan biridir. Siyonizm, hem destekçileri hem de karşıtları tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmaya devam etmektedir.

Theodor Herzl, 2 Mayıs 1860'ta Budapeşte'de doğdu. Babası avukat, annesi ise ev hanımıydı. Herzl, Viyana Üniversitesi'nde hukuk okudu ve 1884 yılında mezun oldu.

Herzl, Avrupa'da yaşayan Yahudilerin karşı karşıya olduğu ayrımcılık ve zulümden derinden etkilenmişti. 1894'te, Paris'te Dreyfus Olayı'nı yakından takip etti. Dreyfus, Yahudi bir subay olarak, sahte kanıtlar kullanılarak vatana ihanetle suçlanmıştı. Dreyfus'un mahkumiyeti, Avrupa'da Yahudi karşıtı duyguların artmasına neden oldu.

Herzl, Dreyfus Olayı'ndan sonra, Yahudilerin kendi devletlerini kurmaları gerektiğine karar verdi. 1896'da, "Der Judenstaat" (Yahudi Devleti) adlı kitabını yayınladı. Bu kitapta, Yahudilerin kendi devletlerini kurmalarının, Yahudilerin güvenliği ve özgürlüğü için gerekli olduğunu savundu.

Herzl, 1897'de Basel'de düzenlenen Birinci Siyonist Kongresi'ne başkanlık yaptı. Bu kongrede, Dünya Siyonist Örgütü kuruldu. Herzl, Dünya Siyonist Örgütü'nün başkanı olarak, Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etmek için çalıştı.

Herzl, 1904 yılında, Paris'te kalp krizi geçirerek öldü. İsrail'in kuruluşundan 44 yıl önce yaşamını yitirmiş olmasına rağmen, Theodor Herzl, İsrail Devleti'nin kurucu babası olarak kabul edilmektedir.

Herzl'in Siyonist harekete katkıları şunlardır:

  • Yahudilerin kendi devletlerini kurmalarının gerekliliğini savundu.
  • Dünya Siyonist Örgütü'nü kurdu.
  • Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etti.
  • Siyonizm'i bir siyasi hareket haline getirdi.

Herzl'in Siyonist harekete yaptığı katkılar, İsrail Devleti'nin kurulmasında önemli bir rol oynamıştır.

Bilgiler : Google Bard Yapay Zeka


Theodor Herzl'in Motivasyon Sebebi !

Dreyfus Olayı, 1894 yılında Fransa'da Yüzbaşı Alfred Dreyfus'un casuslukla itham edilerek yargılanmasıyla başlayan ve ardından gelişen olaylardır.

1894 yılında, Paris'teki Alman Askeri Ataşesi'nin çöp kutusunda, Fransız ordusuna ait gizli bilgiler içeren bir not bulundu. Notta, Dreyfus'un Almanlarla yazıştığı iddia ediliyordu. Bu iddia üzerine Dreyfus tutuklandı ve casuslukla suçlandı.

Dreyfus'un davası, Fransa'da büyük bir siyasi ve sosyal tartışmaya yol açtı. Dreyfus'un suçlu olduğuna inanan kesim, Dreyfus'un Yahudi olmasından dolayı yargılandığını savunuyordu. Dreyfus'un suçsuz olduğunu savunan kesim ise, davadaki delillerin sahte olduğunu iddia ediyordu.

Dreyfus, 1895 yılında yapılan ilk davada suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Dreyfus, cezasını çekmek üzere Şeytan Adası'na gönderildi.

1896 yılında, Dreyfus'un suçlu olduğunu gösteren notun sahte olduğu ortaya çıktı. Bu gelişme üzerine, Dreyfus'un beraatini isteyenler, davayı yeniden açmak için kampanya başlattı.

1898 yılında, ünlü yazar Émile Zola, Fransa Cumhurbaşkanı Félix Faure'a yazdığı "Suçluyorum!" başlıklı bir açık mektupla, Dreyfus davasının bir skandal olduğunu ve Dreyfus'un suçsuz olduğunu savundu. Zola'nın mektubu, Fransa'da büyük bir yankı uyandırdı ve Dreyfus davasını yeniden gündeme getirdi.

Dreyfus'un davası, 1899 yılında yeniden görüldü. Bu kez, Dreyfus beraat etti ve serbest bırakıldı. Dreyfus'un beraat etmesi, Fransa'da büyük bir sevinçle karşılandı.

Dreyfus Olayı, Fransa'nın siyasi ve sosyal yaşamında derin bir etki bıraktı. Olay, adalet, eşitlik ve hoşgörü gibi değerlerin önemini tartışmaya açtı.

Dreyfus Olayı, dünya hukuk tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. Olay, bir kişinin suçluluğuna dair şüphelerin bile, yeniden yargılama hakkının gerekçesi olabileceğini göstermektedir.

Bilgiler : Google Bard Yapay Zeka


 

Kudüs'ün Mea Shearim mahallesindeki Anti siyonist Yahudiler, Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl'in posterini ve İsrail bayrağını yaktılar.