İslam ve Yahudi kaynakları böyle bir vaadin olduğunu doğruluyor.
Yahudilerin bölgeye sahip olmak için sürdürdükleri ısrarlarında ve
bu yolda yapılacak her şeyi âdeta mübah görmelerindeki dayanak noktaları da bu vaatti.
bu toprakların İbrahim'in soyundan gelenlere verildiğidir.
İsmail'in soyunu devam ettirenlerin de bu topraklarda hak sahibi oldukları unutulmamalıdır.
ALLAH tarafından vaat edilmesi belli şartlara bağlıydı.
'Yeryüzüne muhakkak benim salih kullarım varis olacaktır.' diye yazmıştık."
Enbiya 105
şeklinde buyrulması bölgenin sonraları herhangi bir ırka değil,
ALLAH'ın salih kullarına bağışlandığını gösteriyor.
Yahudilerin bereketli toprakları hak etmedikleri için
buradan kovuldukları sıkça belirtilmektedir.
21. "Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı kutsal toprağa girin.
Sakın ardınıza dönmeyin. Yoksa ziyana uğrayanlar olursunuz."
22. Dediler ki: "Ey Mûsâ! O ( dediğin ) topraklarda gayet güçlü, zorba bir millet var.
Onlar oradan çıkmadıkça, biz oraya asla giremeyiz. Eğer oradan çıkarlarsa, biz de gireriz."
23. Korkanların içinden Allah’ın kendilerine nimet verdiği iki adam şöyle demişti:
"Onların üzerine kapıdan girin. Oraya girdiniz mi artık siz kuşkusuz galiplersiniz.
Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin."
24. Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz.
Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız."
25. Mûsa, "Ey Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebilirim.
Artık bizimle, o yoldan çıkmışların arasını ayır" dedi.
26. Allah, şöyle dedi: "O hâlde, orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır.
Bu süre içinde yeryüzünde şaşkın şaşkın dönüp dolaşacaklar.
Artık böyle yoldan çıkmış kavme üzülme."
"Şartlı" Vaadedilmiş Topraklar !
Size verdiğim nimeti hatırlayın.
Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki
ben de size verdiğim sözü yerine getireyim.
Yalnız benden korkun.
Bakara 40
Ey kavmim!
Allah'ın, sizin için yazdığı, kutsal topraklara girin.
( Eski Putperest adetlerinize ) Gerisin geri dönmeyin.
Yoksa ters yüz olarak hüsrana uğrarsınız.
Maide 21
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 19
13 İsrail'i suçsuz kanı dökme günahından arındırmalısınız ki, üzerinize iyilik gelsin.
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 21
9 RAB'bin gözünde doğru olanı yapmakla, suçsuz kanı dökme günahından arınacaksınız.”
"Öküz kendi sahibini, eşek de efendisinin yemliğini bildiği halde
İsrail Rabbini bilmemektedir. ( İşaya, 1/2-3 )
Yahudilerin bu bozgunculukları ve ALLAH'a verdikleri sözleri tutmamaları dolayısıyla
bereketli topraklardan uzaklaştırıldıkları Tevrat'ta da belirtilmiştir:
"Ahde riayet etmeyen Arz-ı Mev'ud'dan mahrum kalacak ve lanetlenecektir." ( Yeremya 11/3 )
Arz-ı mev‘ûd ilk önce İbrâhim'e ve onun zürriyetine vaad edilmiştir ( Yaratılış / Tekvin, 13/14-17 )
İsmâil’i devre dışı bırakarak ( NEDEN ? ) ***
vaadin İshak ve onun zürriyetine ait olduğunu belirtmektedir ( Yaratılış / Tekvin, 21/12 ).
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 1
5 Musa Şeria Irmağı'nın doğu yakasındaki Moav topraklarında
bu yasayı şöyle açıklamaya başladı:
6 “Tanrımız RAB Horev'de bize, ‘Bu dağda yeteri kadar kaldınız’ dedi,
7 ‘Haydi kalkın, Arava'da, dağlık bölgede, Şefela'da, Negev'de ve
Akdeniz kıyısında yaşayan bütün komşu halklara,
Amorlular'ın dağlık bölgesine,
büyük Fırat Irmağı'na kadar uzanan Kenanlılar ülkesine ve Lübnan'a gidin.
8 Bu toprakları size verdim.
Gidin, atalarınıza, İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a ve soylarına
ant içerek söz verdiğim toprakları mülk edinin.’ ”
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 1
Rab İsrail'i Cezalandırıyor
34 “RAB yakınmalarınızı duyunca öfkelendi ve şöyle ant içti:
35 - 36 ‘Atalarınıza ant içerek söz verdiğim o verimli ülkeyi,
bu kötü kuşaktan Yefunne oğlu Kalev dışında hiç kimse görmeyecek.
Yalnız o görecek, ayak bastığı toprakları ona ve soyuna vereceğim.
Çünkü o bütün yüreğiyle RAB'bin yolunda yürüdü.’
37 “Sizin yüzünüzden RAB bana da öfkelenerek, ‘Sen de o ülkeye girmeyeceksin’ dedi,
38 ‘Ama yardımcın Nun oğlu Yeşu oraya girecek.
Onu yüreklendir. İsrailliler'in ülkeyi mülk edinmesini o sağlayacak.
39 Tutsak olacak dediğiniz küçükleriniz,
bugün iyiyle kötüyü ayırt edemeyen çocuklarınız oraya girecekler.
Ülkeyi onlara vereceğim, orayı onlar mülk edinecekler.
40 Ama siz geri dönün, Kamış Denizi yolundan çöle gidin.’ ”
24 Ayak basacağınız her yer sizin olacak.
Sınırlarınız çölden Lübnan'a, Fırat Irmağı'ndan Akdeniz'e kadar uzanacak.
Yeşu 1
4 Sınırlarınız çölden Lübnan'a, büyük Fırat Irmağı'ndan
–bütün Hitit ülkesi dahil– batıdaki Akdeniz'e kadar uzanacak.
50 Orada, Şeria Irmağı yanında Eriha karşısındaki Moav ovalarında RAB Musa'ya şöyle dedi:
51 “İsrailliler'e de ki, ‘Şeria Irmağı'ndan Kenan ülkesine geçince,
52 ülkede yaşayan bütün halkı kovacaksınız. Oyma ve dökme putlarını yok edecek, tapınma yerlerini yıkacaksınız.
53 Ülkeyi yurt edinecek, oraya yerleşeceksiniz;
çünkü mülk edinesiniz diye orayı size verdim.
54 Ülkeyi boylarınız arasında kurayla paylaşacaksınız. Büyük boya büyük pay, küçük boya küçük pay vereceksiniz. Kurada kime ne çıkarsa, orası onun olacak. Dağıtımı atalarınızın oymaklarına göre yapacaksınız.
Hezekiel 37
24 “ ‘Kulum Davut onların kralı olacak, hepsinin tek çobanı olacak.
Buyruklarımı izleyecek, kurallarıma uyacak, onları uygulayacaklar.
25 Kulum Yakup’a verdiğim, atalarınızın yaşadığı ülkeye yerleşecekler.
Kendileri, çocukları, çocuklarının çocukları sonsuza dek orada yaşayacaklar.
Kulum Davut da sonsuza dek onların önderi olacak.
26 Onlarla esenlik antlaşması yapacağım.
Bu onlarla sonsuza dek geçerli bir antlaşma olacak.
Onları yeniden oraya yerleştirip sayıca çoğaltacağım.
Tapınağımı sonsuza dek onların ortasına kuracağım.
27 Konutum aralarında olacak; onların Tanrısı olacağım,
onlar da benim halkım olacak.
28 Tapınağım sonsuza dek onların arasında oldukça
uluslar İsrail’i kutsal kılanın ben RAB olduğumu anlayacaklar.’ ”
29 Amalekliler Negev'de; Hititler, Yevuslular ve Amorlular dağlık bölgede; Kenanlılar da denizin yanında ve Şeria Irmağı'nın kıyısında yaşıyor.”
Çölde Sayım / Sayılar 34
Kenan Ülkesinin Sınırları
1 RAB Musa'ya şöyle dedi:
2 “İsrailliler'e de ki, ‘Mülk olarak size düşecek Kenan ülkesine girince, sınırlarınız şöyle olacak:
3 “ ‘Güney sınırınız Zin Çölü'nden Edom sınırı boyunca uzanacak. Doğuda, güney sınırınız Lut Gölü'nün ucundan başlayacak,
4 Akrep Geçidi'nin güneyinden Zin'e geçip Kadeş-Barnea'nın güneyine dek uzanacak. Oradan Hasar-Addar'a ve Asmon'a,
5 oradan da Mısır Vadisi'ne uzanarak Akdeniz'de son bulacak.
6 “ ‘Batı sınırınız Akdeniz ve kıyısı olacak. Batıda sınırınız bu olacak. ,
7 “ ‘Kuzey sınırınız Akdeniz'den Hor Dağı'na dek uzanacak.
8 Hor Dağı'ndan Levo-Hamat'a, oradan Sedat'a,
9 Zifron'a doğru uzanarak Hasar-Enan'da son bulacak. Kuzeyde sınırınız bu olacak.
10 “ ‘Doğu sınırınız Hasar-Enan'dan Şefam'a dek uzanacak.
11 Sınırınız Şefam'dan Ayin'in doğusundaki Rivla'ya dek inecek. Oradan Kinneret Gölü'nün doğu kıyısındaki yamaçlara dek uzanacak.
12 Oradan Şeria Irmağı boyunca uzanacak ve Lut Gölü'nde son bulacak.
“ ‘Her yandan ülkenizin sınırları bu olacaktır.’ ”
Yeşu 21
43 Böylece RAB atalarına vermeye ant içtiği
bütün ülkeyi İsrailliler'e vermiş oldu.
İsrailliler de ülkeyi mülk edinip buraya yerleştiler.
44 RAB atalarına ant içtiği gibi, onları her yönden rahata erdirdi.
Düşmanlarından hiçbiri onların önünde tutunamadı.
RAB hepsini onların eline teslim etti.
45 RAB'bin İsrail halkına verdiği sözlerden hiçbiri boş çıkmadı;
hepsi yerine geldi.
Ya‘kub’a ve zürriyetine ( Yaratılış / Tekvin, 28/4, 13; 48/4 ),
Yûsuf’a ( Yaratılış / Tekvin, 50/24 ),
Mûsâ’ya ( Mısır’dan Çıkış, 3/8, 17; 6/4, 8; 32/13; 33/1; Çölde Sayım / Sayılar, 34/1-12; Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 11/24-25 ) ve
Yeşu’a ( Yeşu, 1/2-4 ) yapılmıştır.
Ancak bu hiçbir şarta bağlı olmayan, mutlak bir vaad değildir.
Arz-ı mev‘ûda sahip olmanın, orayı ebedî mülk ve miras olarak almanın şartları, Rab Yahova ile İsrâiloğulları arasında değişik dönemlerde yapılan ahid*lerle tesbit edilmiştir.
İsrâiloğulları bu ahidlere riayet etmeleri şartıyla vaade hak kazanacaklar, aksi takdirde bundan mahrum kalacaklardı.
Arz-ı mev‘ûdla ilgili ilk ahid, Rab Yahova ile İbrâhim arasında yapılmıştır.
“O günde Rab İbrâhim’le ahdedip dedi: Mısır ırmağından büyük ırmağa, Fırat ırmağına kadar bu diyarı, Kenîler’i, Kenizzîler’i, Kadmonîler’i, Hittîler’i, Perizzîler’i, Refalar’ı, Amorîler’i, Ken‘anlılar’ı, Girgaşîler’i, Yebusîler’i senin zürriyetine verdim” ( Yaratılış / Tekvin, 15/18-21 )
Onun gurbet diyarını, bütün Ken‘an diyarını ona ve ondan sonra da zürriyetine ebedî mülk olarak verecektir.
Bu vaadin karşılığı olarak İbrâhim ve onun zürriyeti, Tanrı olarak sadece O’nu tanıyacak ve her erkek sünnet olacaktır. Bu ahid ebedîdir ( Yaratılış / Tekvin, 1-14 )
Şu halde vaadin tahakkuku, ALLAH’ın emirlerini, kanun ve şeriatını tutmaya bağlıdır.
Yahova Ya‘kūb’a şöyle der:
“Baban İbrâhim’in ALLAH’ı, İshak’ın ALLAH’ı rab benim.
Üzerinde yatmakta olduğun diyarı sana ve senin zürriyetine vereceğim; senin zürriyetin yerin tozu gibi olacak, garba, şarka, şimale ve cenuba yayılacaksın, yerin bütün kabileleri sende ve senin zürriyetinde mübarek kılınacaktır” ( Yaratılış / Tekvin, 28/13-14 ).
Musa ile de bir ahid yapılmıştır.
“Bunun için İsrâiloğulları’na söyle. Ben rabbim.
Sizi Mısırlılar’ın yükleri altından çıkaracağım..., sizi kendim için bir kavim olarak alacağım ve size ALLAH olacağım... ve İbrâhim’e, İshak’a Ya‘kūb’a vermek için yemin ettiğim diyara sizi getireceğim ve onu size miras olarak vereceğim” ( Mısır’dan Çıkış, 6/2-8 ).
Ahd-i Atîk’in birçok yerinde arz-ı mev‘ûdda uyulması gereken kurallar ayrıntılarıyla bildirilmiştir
( Mısır’dan Çıkış, 13/5-16; 1924; 33-34; Çölde Sayım / Sayılar, 15; Tesniye / Yasa'nın Tekrarı, 5-8; 11/22-25; 12/1-26/19; Yeşu, 1/6-8; Yeremya, 1/1-7 ).
Ahdin şartlarına uyulmadığı, Rabbin emirleri yerine getirilmediği, O’nun kanunları reddedildiği ( Levililer / Levioğulları, 26/14-15 ),
Nitekim İsrâiloğulları tarihleri boyunca, hiçbir zaman Rab Yahova ile yapılan ahde sadık kalmamışlardır.
Ahd-i Atîk de onların ahdi bozmalarını ısrarla vurgulamaktadır.
Mûsâ zamanında yapılan ahid, İsrâiloğulları’nın altın buzağıya tapmalarıyla bozulmuş ( Mısır’dan Çıkış, 32 ),
fakat İsrâiloğulları her defasında ahdi çiğneyip Rab Yahova’ya isyan etmişlerdir.
Rabbin emri üzerine Mûsâ her kabileden birer temsilciyi arz-ı mev‘ûd hakkında bilgi toplamak üzere Ken‘an diyarına göndermiş, kırk gün sonra dönen grup, iki kişi hariç, oraya gitmenin tehlikeli olduğunu belirtmişler ve tekrar Mısır’a dönme arzularını izhar etmişlerdir. Bunun üzerine Rab Yahova onları mirastan mahrum edeceğini bildirmiş ve orayı onlara kırk yıl haram kılmıştır ( Çölde Sayım / Sayılar, 14/33-34 ).
ibrahim, ismail, ishak, Yakub ve esbatın ( Ya‘kūb’un on iki oğluna ve onların soyundan gelenlerin oluşturduğu on iki kabileye verilen ad. )
yahudi veya hristiyan oldukları şeklinde yahudi ve hristiyanlarca ileri sürülen iddia reddedilmekte ( Bakara 135 - 140 ),
“Hayır, biz Hanîf olan ibrahim’in dinine uyarız; o müşriklerden değildi” ( Bakara 135 ) demeleri istenmektedir.
Ancak Kur’an onlara da ibrahim’in asla müşriklerden olmadığını, Allah’ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman olduğunu hatırlatır ( Ali imran 67 ).
( NEDEN ? ) ***
ismâil’in on iki oğlu, bir de kızı.
ibrâhim’in vefatı üzerine Filistin’e gelen ismâil
kardeşi ishak ile birlikte babasını defneder.
On iki oğlu on iki kabilenin beyi olur.
( Yaratılış / Tekvin ), 25/9-10, 16-17 ).
Tevrat’ta ismâil’in sayılamayacak kadar çok zürriyetinin olacağı, semereli kılınacağı, ziyadesiyle çoğaltılacağı, on iki beyin babası olacağı, Tanrı’nın onu mübarek kıldığı ve büyük millet edeceği belirtilmekte ( Yaratılış / Tekvin ), 16/10; 17/20; 21/18 );
diğer taraftan “insanlar arasında yabani adam olacağı, onun eli herkese karşı, herkesin eli de ona karşı olmak üzere bütün kardeşlerinin şarkında oturacağı” bildirilmektedir ( Yaratılış / Tekvin ), 16/12 ).
Tevrat’a göre ismâil’in zürriyeti Havila, Mısır ve Fırat arasındaki Kuzey Arabistan çölünde ikamet ediyordu ( Yaratılış / Tekvin ), 25/18 ),
ismâil gibi ( Yaratılış / Tekvin ), 21/20 )
onlar da okçulukta şöhret bulmuşlardır ( işaya, 21/17 ).
iddia !
Bakara
135. ( Yahudiler ) "Yahudi olun" ve
( Hristiyanlar da ) "Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. De ki:
"Hayır, hakka yönelen ibrahim’in dinine uyarız. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi."
136. Deyin ki: "Biz Allah’a, bize indirilene ( Kur’an’a ),
ibrahim, ismail, ishak, Yakub ve Yakuboğullarına indirilene,
Mûsâ ve isa’ya verilen ( Tevrat ve incil ) ile
bütün diğer Elçilere Rab’lerinden verilene iman ettik.
Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz ona teslim olmuş kimseleriz."
137. Eğer onlar böyle sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, gerçekten doğru yolu bulmuş olurlar; yüz çevirirlerse onlar elbette derin bir ayrılığa düşmüş olurlar. Allah, onlara karşı seni koruyacaktır. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
138. "Biz, Allah’ın ( Vaftiz ) Arındırmasıyla Arınmışızdır. ( Vaftiz ) Arındırması Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz" ( deyin ).
139. Onlara de ki: "Allah hakkında mı bizimle tartışıp duruyorsunuz? Hâlbuki O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz size aittir. Biz O’na gönülden bağlanmış kimseleriz."
140. Yoksa siz, "ibrahim de, ismail de, ishak da, Yakub ile Yakuboğulları da yahudi, ya da hristiyan idiler" mi diyorsunuz?
De ki: "Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?" Allah tarafından kendisine ulaşan bir gerçeği gizleyen kimseden daha zalim kimdir? Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir.
Cevap !
Ali imran
65. Ey kitap ehli! ibrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz.
Oysa Tevrat da, incil de ondan sonra indirilmiştir.
Siz hiç düşünmüyor musunuz?
67. ibrahim, ne Yahudi idi, ne de Hristiyan.
Fakat o, hanif ( Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen ) bir müslümandı.
Allah’a ortak koşanlardan da değildi.
Siyonizm, Yahudilerin tarihsel İsrail topraklarında bir devlet kurmayı amaçlayan bir ideolojik harekettir. Bu topraklar, Filistin'in büyük bir bölümünü ve Ürdün'ün bir kısmını kapsar.
Siyonizm, 19. yüzyılın sonlarında Avrupa'da ortaya çıktı. Bu dönemde, Yahudiler Avrupa'da yaygın olarak ayrımcılığa ve zulme maruz kalıyorlardı. Siyonizm, Yahudilerin kendi devletlerini kurarak bu zulümden kurtulacağına inanıyordu.
1897'de, Theodor Herzl liderliğindeki bir grup Yahudi, Basel'de Dünya Siyonist Örgütü'nü kurdu. Örgüt, Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etmek ve Yahudi devletinin kurulmasını desteklemek için çalıştı.
1948'de, Birleşmiş Milletler, Filistin'i Yahudi ve Arap devletlerine bölmeyi kabul etti. Ancak, Araplar bu kararı reddetti ve İsrail'in kurulmasını savaşla karşıladı. İsrail-Arap savaşları, günümüze kadar devam eden bir çatışmaya yol açtı.
Siyonizm, hem destekçileri hem de karşıtları tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmıştır. Bazıları, siyonizmin Yahudilerin kendi devletlerini kurma hakkının bir ifadesi olduğuna inanıyor. Diğerleri ise, siyonizmin ırkçı ve yayılmacı bir ideoloji olduğuna inanıyor.
Siyonizmin temel ilkeleri şunlardır:
- Yahudilerin, tarihsel İsrail topraklarında bir devlet kurma hakkı vardır.
- Yahudilerin, kendi devletlerini kurmak için kendi aralarında birleşmeleri gerekir.
- Yahudi devletinin, tüm Yahudilerin güvenli ve özgür bir şekilde yaşayabilecekleri bir yer olması gerekir.
Siyonizm, modern İsrail devletinin kurulmasında önemli bir rol oynamıştır. İsrail, bugün hala dünya çapında en tartışmalı konulardan biridir. Siyonizm, hem destekçileri hem de karşıtları tarafından çeşitli şekillerde yorumlanmaya devam etmektedir.
Theodor Herzl, 2 Mayıs 1860'ta Budapeşte'de doğdu. Babası avukat, annesi ise ev hanımıydı. Herzl, Viyana Üniversitesi'nde hukuk okudu ve 1884 yılında mezun oldu.
Herzl, Avrupa'da yaşayan Yahudilerin karşı karşıya olduğu ayrımcılık ve zulümden derinden etkilenmişti. 1894'te, Paris'te Dreyfus Olayı'nı yakından takip etti. Dreyfus, Yahudi bir subay olarak, sahte kanıtlar kullanılarak vatana ihanetle suçlanmıştı. Dreyfus'un mahkumiyeti, Avrupa'da Yahudi karşıtı duyguların artmasına neden oldu.
Herzl, Dreyfus Olayı'ndan sonra, Yahudilerin kendi devletlerini kurmaları gerektiğine karar verdi. 1896'da, "Der Judenstaat" (Yahudi Devleti) adlı kitabını yayınladı. Bu kitapta, Yahudilerin kendi devletlerini kurmalarının, Yahudilerin güvenliği ve özgürlüğü için gerekli olduğunu savundu.
Herzl, 1897'de Basel'de düzenlenen Birinci Siyonist Kongresi'ne başkanlık yaptı. Bu kongrede, Dünya Siyonist Örgütü kuruldu. Herzl, Dünya Siyonist Örgütü'nün başkanı olarak, Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etmek için çalıştı.
Herzl, 1904 yılında, Paris'te kalp krizi geçirerek öldü. İsrail'in kuruluşundan 44 yıl önce yaşamını yitirmiş olmasına rağmen, Theodor Herzl, İsrail Devleti'nin kurucu babası olarak kabul edilmektedir.
Herzl'in Siyonist harekete katkıları şunlardır:
- Yahudilerin kendi devletlerini kurmalarının gerekliliğini savundu.
- Dünya Siyonist Örgütü'nü kurdu.
- Yahudilerin Filistin'e göçünü teşvik etti.
- Siyonizm'i bir siyasi hareket haline getirdi.
Herzl'in Siyonist harekete yaptığı katkılar, İsrail Devleti'nin kurulmasında önemli bir rol oynamıştır.
Bilgiler : Google Bard Yapay Zeka
Dreyfus Olayı, 1894 yılında Fransa'da Yüzbaşı Alfred Dreyfus'un casuslukla itham edilerek yargılanmasıyla başlayan ve ardından gelişen olaylardır.
1894 yılında, Paris'teki Alman Askeri Ataşesi'nin çöp kutusunda, Fransız ordusuna ait gizli bilgiler içeren bir not bulundu. Notta, Dreyfus'un Almanlarla yazıştığı iddia ediliyordu. Bu iddia üzerine Dreyfus tutuklandı ve casuslukla suçlandı.
Dreyfus'un davası, Fransa'da büyük bir siyasi ve sosyal tartışmaya yol açtı. Dreyfus'un suçlu olduğuna inanan kesim, Dreyfus'un Yahudi olmasından dolayı yargılandığını savunuyordu. Dreyfus'un suçsuz olduğunu savunan kesim ise, davadaki delillerin sahte olduğunu iddia ediyordu.
Dreyfus, 1895 yılında yapılan ilk davada suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Dreyfus, cezasını çekmek üzere Şeytan Adası'na gönderildi.
1896 yılında, Dreyfus'un suçlu olduğunu gösteren notun sahte olduğu ortaya çıktı. Bu gelişme üzerine, Dreyfus'un beraatini isteyenler, davayı yeniden açmak için kampanya başlattı.
1898 yılında, ünlü yazar Émile Zola, Fransa Cumhurbaşkanı Félix Faure'a yazdığı "Suçluyorum!" başlıklı bir açık mektupla, Dreyfus davasının bir skandal olduğunu ve Dreyfus'un suçsuz olduğunu savundu. Zola'nın mektubu, Fransa'da büyük bir yankı uyandırdı ve Dreyfus davasını yeniden gündeme getirdi.
Dreyfus'un davası, 1899 yılında yeniden görüldü. Bu kez, Dreyfus beraat etti ve serbest bırakıldı. Dreyfus'un beraat etmesi, Fransa'da büyük bir sevinçle karşılandı.
Dreyfus Olayı, Fransa'nın siyasi ve sosyal yaşamında derin bir etki bıraktı. Olay, adalet, eşitlik ve hoşgörü gibi değerlerin önemini tartışmaya açtı.
Dreyfus Olayı, dünya hukuk tarihinde de önemli bir yer tutmaktadır. Olay, bir kişinin suçluluğuna dair şüphelerin bile, yeniden yargılama hakkının gerekçesi olabileceğini göstermektedir.
Bilgiler : Google Bard Yapay Zeka
Kudüs'ün Mea Shearim mahallesindeki Anti siyonist Yahudiler, Siyonizmin kurucusu Theodor Herzl'in posterini ve İsrail bayrağını yaktılar.