Felâk - Nas ve Nazar

---

Felak Suresi

Bismillahirrahmanirrahim
De ki : Ben, Felak'ın Rabbine sığınırım.
Yarattığı şeylerin
( Verebileceği Zararlardan ) şerrinden,
Ve çöktüğü zaman karanlığın
( Karanlıktan Dolayı Fark Edilemeyen Tehlikelerden / Cehaletiyle Batıl inanışlardan ) şerrinden,
Ve Düğümlere üfleyenlerin 
( Kalplere Şüphe Düşürenin / Sözleriyle ilişkileri Bozanın ) şerrinden.
Ve hasetçinin haset ettiği zaman, 
( Kıskançlık Yüzünden Yapacağı Kötülükten ) şerrinden,
De ki : Sığınırım insanların Rabbine.

Düğüm / ilişki : ( ukad = AKD ) Akit / Sözleşme / Bağlılık

Üflemek : ( ilişkilere Ağzından çıkan şeylerle ) Fesat karıştıran

Allah, sizi kasıtsız yeminlerinizden dolayı sorumlu tutmaz,
fakat sizi kalplerinizin kazandığı ( bile bile yaptığınız ) yeminlerden sorumlu tutar.
Bakara 225 / Maide 89

Allah, ( gerektiğinde )
yeminlerinizi bozmanızı size meşru kılmıştır.
Tahrim 2

Bir topluluk diğer bir topluluktan daha çoktur diye
yeminlerinizi aranızda bir hile ve fesat sebebi yaparak,
ipliğini iyice eğirip büktükten sonra, çözüp bozan kadın gibi olmayın.
Nahl 92

( Çözüp bozan : Sözleriyle ilişkileri, Antlaşma veya Sözleşmeleri Bozan )

Felak; bölünme suretiyle yaratılan demektir.

" Taneleri ve çekirdekleri yaran ( pörtleten ) ALLAH'tır. 
O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarır. 
İşte ALLAH budur. 
Buna rağmen yanlışa nereden sürükleniyorsunuz ? " 
Enam 95

Nas Suresi

Bismillahirrahmanirrahim
De ki : 
Sığınırım insanların Rabbine.
insanların hükümdarına,
insanların ilahına,
Sinsice kötülükler fısıldayanın ( Şeytanın / Vesvesecinin ) şerrinden !
Kötülüğü insanların içine fısıldayandan;
ister ( Görünmeyen ) Cinlerden olsun, 
ister ( Görünen ) insanlardan

Kanun budur; her Nebi'ye insan ve cin şeytanlarından, ( Görünür, Görünmez )
düşmanlar oluşturmuşuzdur. 
Aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. 
Rabbin zorlayıcı düzen koysaydı ( izin vermeseydi ) bunu yapamazlardı. 
Onları uydurduklarıyla baş başa bırak. 
Enam 112

Tüm Şer / Kötülükler Karşısında SADECE ALLAH'a Sığınmak Gerekir.

Nazar ( Kuran'da Böyle Bir Kelime Yok ! )

Sözlükte “bakmak, görmek; düşünmek” anlamındaki nazar kelimesi 

Türkçe’de “beğenilen bir şeye kıskançlıkla bakmak ve zarar verecek şekilde onu etkilemek” mânasında nazar etmek (göz değmek), 

Arapça’da ise nazra (isâbetü’l-ayn) şeklinde kullanılır. 

Nazar kavramı, daha çok kıskançlık duygusunun eşlik ettiği zarar verici etkiye sahip göz ve bakışla ilişkilendirilse de herhangi bir canlı yahut objeye yönelik hayranlık ve övgü sözleri de etkisi açısından nazar kapsamında görülmüştür.

TDV İslâm Ansiklopedisi

Nazar'a inananların içinde "Nazar" Kelimesinin Bile Geçmediği halde, Kaynak Gösterdikleri Ayet :

Doğrusu o inkarcılar, Kuran'ı işittikleri vakit,
neredeyse ( Pis Bakışlarıyla ) gözleri ile seni devireceklerdi.
( senin için ) şüphesiz o bir Mecnundur diyorlardı.
Halbuki o ( Kuran ), alemler için ancak bir öğüttür.
Kalem 51 - 52

"Sözde" Nazar; Kötü Niyetli Kişilerin

Kendinde Olmayan iyi Bir Şeyi Kıskanıp,
Bende Yoksa Sende de Olmasın Temennisi ise,
Pis Bakışlarıyla Öfke Duydukları Elçi'nin, 
( Allah'a ve Kuran'a imanının zayıflamasını ) Devrilmesini Umdukları,
( Akıllı Olsaydı Bunlara inanmazdı manasında ) 
"Muhakkak o bir Mecnundur" Dedikleri Birini Kıskanmaları Ne Kadar Saçma ise,
Bu Ayeti Referans Alıp Nazar Var Demekte O Kadar Saçma Olur.

Nazar Boncuğundan ( Cam Parçasından ) "Sözde" nazara karşı korumasını ummak,
Putperestler gibi elleyle yaptıkları bir nesneden medet ummakla eşdeğer değil mi ?
ALLAH'tan başkalarına, uydurma ilahlara, putlara ve heykellere tapanlar ( Medet umanlar ),
kendilerini felakete sürüklemiş, dünya ve ahirette ALLAH'ın azabını hak etmiş olurlar.

Hayır, hayır ! 
Taptıkları o nesneler onların ibadetlerini reddedecekler ve 
kendilerine düşman olacaklardır.
Meryem 82

Medet Umulan

( Görünür Görünmez, Canlı Cansız Varlık ) Kişi veya Obje.
( Medet ) yardım, destek talep etmek.
( Mabut / الله ) Kendisine tapılan ibadet edilen varlık

İlâh; ibâdet edilmeye, yani kudret ve kuvveti önünde huşû ile boyun eğilip kulluk ve itaat edilmeye lâyık, her şeyin O'na muhtaç olduğu bir varlık demektir.

“Allâh’u Teâlâ şöyle buyurdu: İki ilâh edinmeyin! O ancak tek ilâhtır.”
Nahl 51

“İlâhınız tek ilâhtır. O’ndan başka ibâdete lâyık ilâh yoktur. O, Rahmân’dır, Rahîm’dir.”
Bakara 163

“Bu böyledir. Çünkü Allâh hakkın tâ kendisidir, onu bırakıp da taptıkları ise bâtıldır. Şüphesiz Allâh çok yücedir, çok büyüktür.”
Lokman 30

“Biz onlara zulmetmedik. Fakat onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin azâb emri gelince, Allâh’ı bırakıp da taptıkları ilâhları kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. İlâhları onların sadece ziyânlarını artırdı.”
Hud 101