Mabet
Hristiyan mabetlerine kilise denir.
Kilise, diğer mabetlerden farklı bir fonksiyona sahiptir.
Kilisenin hem bina hem de teşkilat anlamı vardır.
Kilise, bina olarak Hristiyanların ibadet ettiği yeri, teşkilat olarak ruhban sınıfını ifade eder.
Bundan dolayı kilise; hem isa’nın manevî vekili, hem Tanrı’nın Evi, hem de cemaattir.
Hristiyanlığın ilk dönemlerinde mabet yoktur.
Mabetli dönem 4. yüzyılda başlar.
Bu yüzyıldan sonra Hristiyanlar kilise adını verdikleri yapılarda ibadetlerini yapma imkânı bulmuştur.
isa Mesih’e göre 12 havari, başlayan yeni dönemin ilk nüvesi, Petrus da onların lideri idi.
Petrus, isa’nın çarmıhta ölmesi ve tekrar dirilişinden sonraki Pentakost günü, Kutsal Ruh’un Kudüs’te ilk Hristiyan topluluğu üzerine dökülmesi sonucu meydana gelen kilisenin başı oldu.
O gün onlar, çeşitli dilleri konuşmaya başlamış ve cemaate çok sayıda insan katılmıştı. ilk Kilise, Kutsal Ruh vasıtasıyla ilâhî güçle dolmuştu. Böylece Kilise, isa’nın bedenî hatırasıyla değil manevî varlığıyla bütünleşmiş, o günden sonra isa’nın Kilise’de hazır bulunduğuna inanılmıştır.
Başta Petrus ve Pavlus, ilk Hristiyanlar, çeşitli yerlere giderek oralarda cemaatlar oluşturdu. Bu cemaatlar, dinî âyin ve törenleri, ibadet işlerini yürütmek üzere birer idareci seçti. Bu idareciler, ruhban sınıfının başlangıcı oldu.
Petrus ve Pavlus, Roma’da öldürüldü.
Onların mezarının Roma’da bulunması, Roma Kilisesi’nin bütün Hristiyanlığı temsil ettiği iddiasına yolaçtı.
Bu sırada mahallî kiliseler de kurulmaya başladı. Görüş ayrılıkları ortaya çıktı.
Konstantin, 4. yüzyılda Hristiyanlığa serbestlik tanıyıp görüş ayrılıklarını gidermek istedi. Böylece konsiller devresi başladı.
Konsiller neticesinde Doğu ve Batı kilisesi ayrılarak,
Doğu Kilisesi Ortodoks, Batı Kilisesi Katolik adını aldı.
16. yüzyılda Batı Kilisesi’nin kendi içinde tekrar bölünmesiyle Protestanlık ortaya çıktı.
Böylece çeşitli Kiliseler doğdu ve her Kilise, bir mezhep görünüşü kazandı. Günümüz dünyasında genel olarak Katolik, Ortodoks, Monofizit, Protestan, Anglikan gibi kiliseler vardır.
Mabet olarak Hristiyan kiliselerinde masa ve sıralar vardır. Bu Katolik, Ortodoks ve Protestan kiliselerinde ortak unsurdur.
Protestan Kiliseleri sadedir.
Ortodoks ve Katolik kiliseler daha ihtişamlıdır.
Katolik ve Ortodoks kiliselerini ikonlar, resimler ve tasvirler süsler.
Kiliselerde ibadet zamanında çalınan piyano, org gibi müzik aletleri bulunur.
ibadet
Hristiyanlıkta ibadet şu özellikleri içerir :
Tanrı, ibadetin tek kaynağıdır, Tanrıya yönelmek gerekir.
ibadetin hedefi, Tanrıda birleşmektir.
ibadet hayatı değiştirici olmalıdır.
Tanrının iradesinde birleşmek ancak Kutsal Ruhun öncülüğünde mümkündür.
Bu sayılanlar, Hristiyanların kurtuluşunun temelidir.
ibadet, Tanrının Hristiyanlara bir sırrıdır.
Bu sır, Tanrıya varmak ve O’nu tanımaktır.
Tanrıya varmanın ve O’nu tanımanın yolu da duadır.
Dua, isa merkez olmak üzere, Tanrı ( Baba ) ve Kutsal Ruh etrafında döner.
Hristiyanlıkta ibadet, kiliselerde cemaatle ve papaz nezaretinde yapılır.
Bireysel dua ve oruç da vardır.
Kilisenin sembolü haçtır.
Çeşitli vesileler ile haç çıkarılır.
ibadete çağrı, çan iledir.
Günlük ibadetler
ilk zamanlarda günde yedi kez yapılan ibadet,
sonraları sabah ve akşam olmak üzere ikiye indirilmiştir.
Toplu ibadetler bireysel ibadetten üstün görüldüğünden, zorunlu olmasa da sabah ve akşam ibadeti papaz nezaretinde kilisede yapılır.
ibadet saatleri, iklime ve hayat şartlarına göre ayarlanır.
Bu ibadetlerde, Kutsal Kitap’tan parçalar okunur, ilahîler söylenir.
Haftalık ibadet
Pazar günü, sabah ve akşam iki vakitte yapılır.
Pazar günü yapılan ayinin özel bir önemi vardır.
Bu gün “isa’nın diriliş günü” olarak kabul edilir.
Hristiyanlıkta isa Mesih’in her hafta dirildiğini hatırlamak amacı ile haftalık ibadet icra edilir.
Pazar Günü, Ekmek-Şarap Ayini ile isa’nın manevî vücuduyla birleşme amaçlanır.
Pazar ibadetine katılmak Katoliklerde zorunlu, diğer Hristiyan mezheplerinde serbesttir.
Hatta bazı mezhepler senede birkaç kez Pazar ibadetine katılmayı Kilise’ye bağlılığın bir işareti olarak yeterli görür.
Pazar ibadetinde Kutsal Kitap’tan parçalar ve ilahîler okunur, dua edilir, vaaz verilir, inanç tazelenir.
Kutsal Kitap okunurken ayağa kalkılır.
Mesih isa’nın sıfatları sayılırken cemaatten isteyen diz çöker.
Ayinde, oturma ve ayakta durma da vardır, ancak buna uymada mecburiyet yoktur.
Ayin, “Ekmek-Şarap” dağıtılarak ve dua edilerek bitirilir.
Yıllık ibadet
Yıllık ibadetler, bayram ve anma günü şeklindedir.
Noel, Epifani, Paskalya, Haç Yortusu, Meryem ana Günü bunlardandır.
Yıllık ibadetlerde Kilise Takvimi kullanılır.
Kilise Takvimi, normal takvimden farklıdır.
Bazı bayramların günü sabittir, bazıları her yıl yeniden tespit edilir.
Yıllık ibadetlerden bazıları şunlardır :
Noel
isa’nın doğuşunun hatırasına yapılan bir bayramdır.
Noel kutlaması Batı’da 25 Aralık’ta,
Doğu ve Ermeni Kilisesi’nde 6 Ocak’tadır.
Noel, belli bir tarihin yıldönümü olmaktan çok, insanlara bir ışık getiren Tanrı’nın Oğlu’nun,
Tanrı’nın bedenlenmiş bir şekli olarak yeryüzünde görülmesidir.
Noel’den önce Hristiyanlar perhiz yaparak, oruç tutarak, dua ve ibadet ederek kendilerini Noel Bayramına hazırlar.
Pehriz / Oruç başlangıcına Karnaval denir.
“Karnaval” sözcüğünün kökeni,
İtalyanca “ete veda” anlamına gelen 'Carne Vale' sözcüğüne dayanmakta.
Yani, Hristiyan aleminde et ve et ürünlerinin tüketilmediği,
40 gün süren ve Paskalya yortusunda sona eren 'oruç' döneminin başlangıcı anlamına geliyor.
Günümüzde bazı şehirlerde bu isimle çılgın eğlenceler yapılmaktadır.
Noelde kilisede şenlikler yapılır, misafirler ağırlanır, ziyafetler verilir, hastaneler ve kimsesiz çocuklar ziyaret edilir.
Noel Devresi Hristiyanların dini takviminin başlangıcını oluşturmaktadır.
Bu devre Noel bayramından önceki dördüncü Pazardan başlatılır.
Advent Dönemi ( bekleyiş, Mesih’in gelişini bekleyiş ),
Küçük Perhiz Dönemi adları verilen bu dönem, Noel’e hazırlık dönemidir ve perhiz ( oruç ), dua, ibadetle geçirilir.
Bu dönemde Avrupa’nın kuzey ülkelerinde çam dallarından çelenkler yapılarak üzerine dört mum konulur ve her Pazar günü biri yakılır.
Noel öncesinde çarşı pazar süslenir, karşılıklı hediyeler alınıp verilir.
Evlerin bahçelerinde bazı okulların giriş salonlarında, incillerdeki isa’nın doğumunun anlatıldığı sahne canlandırılır.
Handa yer olmadığı için hayvanların da bulunduğu yerde doğum yapan Meryem’in, konulduğu yemlikte ( bu yemliğe kreş de deniliyor ) yatan bebek isa’nın, onları ziyarete gelen müneccimlerin, çobanların, doğum anında orada bulunan hayvanların maketleri yapılır.
Böylelikle onun doğum anı canlandırılır.
Noel öncesi yani 24 Aralık’ta kilisede ayin yapılır.
Ayinde isa’nın doğumuyla ilgili incillerden bölümler okunur.
Noel sabahında kilisede tekrar ayin düzenlenir ve bayram kutlaması sona erer.
Noel bayramında Hristiyanlar arasında; kış döneminde yeşil kalan çam ağacı keserek süslemek adet haline gelmiştir.
Kesilen çam ağacının altına hediyeler konulmakta ve süsler asılmaktadır. Asılan meyvelerin cenneti, çamın tepesine konulan yıldızın ise isa’nın yıldızını temsil ettiği kabul edilir.
Noel bayramının sembollerinden birisi de Noel Baba’dır.
Noel Baba geleneğinin kime dayandığı bilinmese de onun Aziz Nikolas olduğu ileri sürülmektedir.
Bununla beraber Noel Baba’nın daha çok Hristiyanlık öncesi inançlarla ilgisi olduğu anlaşılmaktadır.
Kuzey ülkelerinde atıyla bulut üzerinde duran ve davranışlarına göre ( Noel Baba gibi ) çocuklara ödül veya ceza verdiğine inanılan tanrı Odin inancı vardı.
Ayrıca pagan dönemde Roma’da, kış yıldönümü münasebetiyle hediyeler alınıp veriliyordu.
Noel Baba, ren geyiklerinin çektiği kızaklı arabasıyla dolaşan ve damdan dama atlayarak şömine önünde duran ayakkabıların içine hediyeler bırakan birisi şeklinde tasvir edilir.
Ancak Aziz Nikolas’ın sıcak bir şehir olan Antalya Demre kökenli olduğu belirtilmektedir.
Aziz Nikolas’ın kar yağmayan Antalya’da kızaklı arabayla dolaşması mümkün değildir.
Dolayısıyla Noel Baba ve etrafında oluşan inanç ve uygulamaların, pagan dönemi inançlarından gelen unsurlarla Hristiyanlıktaki aziz inancının ilişkilendirilmesinden doğan eklektik bir inanç olduğu kanaati ortaya çıkmaktadır.
Epifani
Noel ile ilgili ve onun devamı olarak kutlanan bir bayramdır.
“Görünme”, “belirme” anlamına gelen epifani soylulara, çobanlara çocuk isa’nın görünmesini ifade eder.
isa’nın vaftizinin hatırasına kutlanan bir bayramdır.
6 Ocak tarihinde kutlanan bu bayram, günümüzde genelde isa’nın vaftiz bayramı olarak kutlanmaktadır.
Bu bayram; yeni doğan isa’ya müneccimlerin gelerek saygı göstermeleri, Kana’daki düğünde isa’nın küplerdeki suları şaraba çevirmesi, vaftizi esnasında;
“Göklerden, ‘sen benim oğlumsun, senden hoşnudum’ diyen bir sesin” gelmesi ( Markos, 1 :11 )
onun tanrılığının dışa vurulması olarak görülmektedir.
Katolik Kilisesi’nde isa’nın vaftiz edilmesi, Epifani’den bir hafta sonra kutlanır.
Paskalya
isa’nın çarmıhta öldükten sonra dirilişini anmak amacıyla yapılan bir kutlamadır.
isa’nın yeniden dirilişi Kilise ve Hristiyan yaşamının merkezi sayılır.
Paskalya genel olarak Perşembe günü başlar ve yedi hafta sürer.
Bu süre konusunda Kiliseler arasında farklı görüş ve uygulamalar vardır. Paskalyayı bütün Hristiyan mezhepleri, kendi inanç düzenlerine göre kutlar.
Paskalya Devresi, Kül Çarşambası ile başlar, Pentekost Bayramı ile sona erer.
incillere göre isa’nın çarmıha gerilmesi, ölmesi, dirilmesi ve göğe yükselmesi Yahudilerin Fısıh ( Pesah ) bayramı ile aynı döneme rastlar.
Ay takvimine göre belirlenen Paskalya günü ilkbaharın ilk dolunayından sonra gelen ilk Pazar günüdür.
Bundan dolayı Paskalya Günü, 21 Mart ile 25 Nisan içinde bir döneme rastlar.
Ayrı takvim kullanmalarından dolayı Batı Kiliseleri ile Doğu Kiliseleri Paskalya Gününü farklı tarihlerde kutlarlar.
Paskalya bayramına hazırlanma dönemi olan Karem veya Lent adı verilen büyük perhiz döneminin başlangıcı Kül Çarşambası’dır ve Paskalyadan önceki yedinci haftanın Çarşamba günüdür.
Kül Çarşambası’nda ayin yapılır, küller takdis edilir ve eski medeniyetlerde acı, pişmanlık ve üzüntü simgesi olan başına kül serpme uygulaması yapılır.
Kül Çarşambası öncesinde, Paskalya bayramına ( büyük perhiz dönemi ) kadar et yenilmeyeceği için Ortaçağda oruç öncesi toplanıp etli yemekler yenilmekteydi.
Pehriz / Oruç başlangıcına Karnaval denir.
“Karnaval” sözcüğünün kökeni,
İtalyanca “ete veda” anlamına gelen 'Carne Vale' sözcüğüne dayanmakta.
Yani, Hristiyan aleminde et ve et ürünlerinin tüketilmediği,
40 gün süren ve Paskalya yortusunda sona eren 'oruç' döneminin başlangıcı anlamına geliyor.
Günümüzde bazı şehirlerde bu isimle çılgın eğlenceler yapılmaktadır.
Kül Çarşambası ile başlayan ve içinde bulunan Pazar günleri hariç kırk gün süren bu dönemde Paskalyaya hazırlanılır, dua edilir ve isa’nın aleni hayatına başlamadan önce çölde kırk gün oruç tutmasının hatırasına oruç ( perhiz ) tutulur.
Bu dönem içinde isa ile ilgili önemli günlerde çeşitli dua edilir ve törenler düzenlenir.
Evharistiya ayininde, bazı Kiliselerde, isa’nın yemeğin sonunda kalkıp Havarilerinin ayaklarını yıkadığı gibi ayini yöneten rahip eline bir leğen alarak orada bulunanlardan bazılarının ayaklarını yıkar.
Bunların sayısı genelde on ikidir ancak bir iki kişinin ayağını yıkayarak da bu uygulama yerine getirilir.
Onun Havarileriyle birlikte son akşam yemeğini yemesi, yakalanması, çarmıha gerilmesi hüzünlü bir dönemi teşkil ederken Paskalya günü ise diriliş günü, sevinç günü olarak anlaşılır.
Paskalya Devresi, Kutsal Ruh’un Havariler üzerine indiği güne kadar devam eder.
isa’nın Göğe Yükselişi ( Ascension )
Paskalya’dan kırk gün sonra kutlanan bir bayramdır.
Rab isa’nın göğe yükselişini, isa Mesih’in her şeyin ve tüm zamanların üzerinde Rab oluşunu vurgular.
Pentekost
Yunanca’da “ellinci gün” anlamına gelir.
Kutsal Ruh’un havariler üzerine inişinin hatırasına Paskalya’dan elli gün ve isa’nın göğe yükselişinden on gün sonra, “isa’nın Dirilişi”nden sonraki yedinci Pazar kutlanan bir Bayramdır.
Buna haftaların haftası da denir.
Yahudilerin Fısıh bayramından elli gün sonra kutladıkları Şavuot ( Haftalar ) Bayramı ile aynı döneme gelir.
Bu yüzden Pentakost bayramı, Yahudilerce kutlanan Haftalar bayramının Hristiyan bir olaya dayandırılarak kutlanması şeklinde de anlaşılmıştır.
Ancak Hristiyanlara göre Pentakost günü Kutsal Ruh’un Havariler üzerine iniş günüdür.
Bu olay, Elçilerin işleri bölümünde şöyle anlatılır :
“Pentakost günü geldiğinde bütün inanlılar bir arada bulunuyordu.
Ansızın gökten güçlü bir yelin esişini andıran bir ses geldi ve bulundukları evi tümüyle doldurdu.
Ateşten dillere benzer bir şeylerin dağılıp her birinin üzerine indiğini gördüler.
imanlıların hepsi Kutsal Ruh’la doldular.
Ruh’un onları konuşturduğu yabancı dillerle konuşmaya başladılar.” ( Elçilerin işleri, 2 : 1-4 )
Pentakost bayramında Evharistiya ayini yapılır ve mumlar söndürülür, böylece Paskalya Devresi sona erer.
Hristiyanlar arasında kutlanan daha pek çok bayram vardır.
Özellikle Ortodoks mezhebinde ve Katolik mezhebinde Meryem’den ve Havarilerden başlayarak aziz veya azize ilan edilen, şehit sayılan çok sayıda kişiler adına kutlanan bayramlar vardır.
Haç Yortusu
Haç, Hristiyanlar için bir ibadet nesnesi ve inanç simgesidir.
Onlara göre Haç, nefsin bencillik ve kötülüklerden uzaklaşmasıdır.
Hristiyanlar, isa’nın, “…ardımdan gelmek isteyen, kendini inkar etsin, hergün haçını yüklenip beni izlesin…” ( Luka 9 :23 ) sözünü kaynak göstererek haça saygı gösterir.
Buna bağlı olarak Hristiyanlar haç taşır.
Haçla ilgili “Haçın Bulunuşu Bayramı”,
“Haçın Suya Atılması Bayramı”, “Kutsal Haç Günü” adıyla bilinen birçok kutlama vardır.
isa’nın Çarmıha gerildiği ağaçların, tahminen 326’da, Konstantin döneminde bulunduğu ileri sürülmüş, bu olayın anısına “Haç Yortusu Bayramı” başlatılmıştır.
Meryem ana Günü
Meryem’in masumiyetini, lekesizliğini, iffetini tanıtmak için Roma’da 1477 yılında başlatılan bir anma günüdür.
Hac
Hac, Hristiyanlıkta önemli dinî uygulamalardandır.
Pişmanlık duymak veya bir adağı gerçekleştirmek amacıyla bir yolculuk olarak kabul edilir.
isa’nın yaşadığı, hatıralarının bulunduğu yerler ve ilk Hristiyan Azizlerinin mezarları hac yerleridir.
isa’nın doğduğu Bethlehem ( Beytlahim ) ve yaşadığı yerler en çok saygı gören hac yerlerindendir.
Bu yerlerin yanında Kudüs ve Roma en çok ziyaret edilen yerler arasındadır.
Oruç
Günümüzde Katoliklerde iki tür oruç vardır :
Ökaristik Oruç, Eklesiyastik Oruç.
Ökaristik Oruç : Ekmek-Şarap Âyininden önce bir süre katı besinlerin yenilmesinin yasaklanmasıdır.
Eklesiyastik Oruç : 40 günlük perhiz dönemidir.
Kilise takvimine göre yılın belirli dönemlerinde yerine getirilen bir kefaret ( tövbe ) uygulamasıdır.
Ortodokslar, oruçta eski geleneğe bağlıdır.
Orucun daha sert ve uzun dönemleri vardır.
Genelde Protestanlar orucu reddeder.
Hristiyanlıkta orucun ülkelere göre değişen hüküm ve uygulamaları vardır.
Bazıları yumurta ve meyve yemekten kaçınır, bazıları yalnız kuru ekmek yer, bazıları da bunların hiçbirini yemez.
Bazıları hayvan ürünleri yemeyip bitkisel besinler yiyerek oruç ibadetini gerçekleştirir.
Oruç, genelde yılın belirli bir zamanında yapılan rutin bir ibadet biçimi değildir.
Oruçta esas olan, kişinin gururunun kırılması, günahkarlığının farkında olarak pişmanlık duyup tövbe etmesidir.