Tevrat, Zebur ve incil'de Tahrifat Olduğu Kesindir.
Her 3 Kitap Nüshalarının "Elle" Yazılarak Çoğaltılması,
Farklı Dillere Tercüme Edilmesi Sırasında ve
Bazı Kelimelerin Anlamlarını
Güncellemek ( Daha iyi Anlaşılır Kılmak ) için
Yapılan Müdahaleler Yüzünden Mealler ( Metinsel Olarak ) Kısmen Bozulmuştur.
Günümüzdeki Kuran Mealleri Gibi Bir Durumdadırlar.
Kuran'da Tahrifat Örnekleri ( Bakınız : Ana Sayfa » Konu Başlıkları )
Kuran'a Göre Yapılan Tahrifat, Allahın Sözünü, Başka Manaya Çekmek !
Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular.
Maide 13
kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler.
Bakara 58 - 59
bazı sözleri aslî şeklinden ve
manasından kaydırarak tahrif ederler.
Nisa 46 / Maide 41
kendilerine söylenenden başka şekle soktular.
Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azab gönderdik.
Araf 162
Diğerleri de müteşabihtir.
Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve
onun olmadık yorumlarını yapmak için
müteşabih âyetlerinin ardına düşerler.
Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir.
İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler.
( Bu inceliği ) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
Ali imran 7
Sizin kitaptan zannetmeniz için,
Okurken ağızlarını dillerini eğip bükerler ( bazı kelimelerin telaffuzunu değiştirirler ).
Bir şeyler söyleyip, 'Bu Allah tarafındandır.' derler.
Halbuki o, Allah tarafından değildir.
Bile bile Allah adına yalan uydururlar.
Ali imran 78
( kelimeleri yerlerinden kaydırıp ) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar.
Dillerini eğip bükerek ve dine saldırarak
"İşittik, karşı geldik", "İşit, işitmez olası!" "raina" derler.
Hâlbuki onlar, "İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak" "unzurna." deselerdi,
bu kendileri için daha hayırlı olurdu.
Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lânetlemiştir.
Bu yüzden pek az iman ederler.
Nisa 46
"raina " demeyin, "unzurna." deyin ve dinleyin.
Gerçeği yalanlayan nankörler için can yakıcı bir azap vardır.
Bakara 104
Mısır’dan Çıkış 34
27 RAB Musa’ya, “Bunları yaz” dedi,
“Çünkü seninle ve İsrailliler’le bu sözlere dayanarak antlaşma yaptım.”
Mısır’dan Çıkış 24
4 Musa RAB’bin bütün buyruklarını yazdı.
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 31
24 Musa yasanın sözlerini eksiksiz olarak kitaba yazmayı bitirince,
Yeşu 8
34 Ardından Yeşu yasanın tümünü, kutsama ve lanetle ilgili bölümleri
Yasa Kitabı’nda yazılı olduğu gibi okudu.
35 Böylece Yeşu’nun, yabancıların da aralarında bulunduğu kadınlı, çocuklu bütün İsrail topluluğuna,
Musa’nın buyruklarından okumadığı tek bir söz kalmadı.
bu tahrifatı yapan da din görevlileri.
Kelimelerin yerlerini değiştirip cemaate öyle aktarıyorlardı.
O dönemlerde de okuma yazma oranı çok az olduğu için
“Din Adamı (!) doğru mu, yalan mı söylüyor?” diye kontrol etme imkânı yoktu.
Tevrat inananı bugün olduğu gibi Tevrat’ı okuyamazdı.
Okumak istese bile nüshaları el yazması olduğundan çok azdı ve de oldukça pahalıydı.
Kimse Din Adamının (!) yalan söyleyeceğine ihtimal vermediğinden
( kontrol etme şansları da yoktu zaten ), onun her dediğine inanılırdı.
Yeremya 23
36 Bundan böyle, ‘RAB’bin bildirisi’ lafını ağzınıza almayacaksınız.
Herkesin sözü kendi bildirisi olacak.
Yaşayan Tanrı’nın,
Her Şeye Egemen RAB’bin,
Tanrımız’ın sözlerini çarpıtıyorsunuz siz.
2 Size verdiğim buyruklara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın.
Ama size bildirdiğim Tanrınız RAB’bin buyruklarına uyun.
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 12
32 “Size bildirdiğim bütün buyruklara iyice uyun.
Bunlara hiçbir şey eklemeyin, hiçbir şey çıkarmayın.
isa Peygamber, Kendisi incil'i Yazmamış / Yazdırmamıştır.
Zaten 3 Yıllık Peygamberlik dönemi ilâhi Vahyi Tebliğ ile Geçmişti.
Havarileri, isa Peygamber öldükten sonra
isa Peygamberden duyduklarını
Yazıya geçirip Kitaplaştırmışlar.
18 Gök ve yer geçip gitmeden, her şey vaki oluncaya kadar,
şeriatten / Kutsal Yasadan en küçük bir harf veya bir nokta bile yok olmayacaktır.
31 Gök ve yer geçecek, fakat benim ( ilahi Vahiy ) sözlerim geçmiyecektir.
8 Ot kurur, çiçek solar; fakat Allahımızın sözü ebediyen durur.
İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi:
“Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi.
Kehf 26
Hüküm yalnız Allah’ındır
Yusuf 40 – Yusuf 67 –Enam 57 – 62
İçinde bir hidayet, bir nur vardır. ( Allah’a ) teslim olmuş nebiler,
onunla yahudilere hüküm verirlerdi.
Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi.
Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi.
Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler.
Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve
âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin.
Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.
Maide 44
Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.
isra 55
önündeki Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik.
Ona, içerisinde hidayet ve nur bulunan,
önündeki Tevrat’ı doğrulayan,
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için
doğru yola iletici ve bir öğüt olarak İncil’i verdik.
O, daha önce Tevrat’ı ve İncil’i insanlar için birer hidayet olarak indirmişti.
Şüphesiz, Allah’ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır.
Allah, mutlak güç sahibidir, intikam sahibidir.
Ali imran 3 - 4
Gerçek Tahrifat !
Allahtan Gelen, ilâhi Vahyi "Tahrif" Ettiler !
Orjinal Metinlerin Anlamlarını, Başka Manaya Çekerek veya
( Talmud; "Mişna - Gemara", Hadis Kitapları v.b. ) gibi
Kendi Yazdıkları Kitapları Kutsallaştırarak, Dinde Tahrifat Yaptılar.
Oysa içlerinden birtakımı, Allah’ın kelamını dinler,
iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi.
Onlar iman edenlerle karşılaşınca, "İman ettik" derler.
Birbirleriyle baş başa kaldıklarında da şöyle derler:
"Rabbinizin huzurunda delil olarak kullanıp sizi sustursunlar diye mi,
Allah’ın ( Tevrat’ta ) size bildirdiklerini onlara söylüyorsunuz?
( Bu kadarcık şeye ) akıl erdiremiyor musunuz?"
Onlar bilmiyorlar mı ki,
Allah onların gizli tuttuklarını da bilir, açığa vurduklarını da.
Bunların bir de ümmî takımı vardır; Kitab’ı ( Tevrat’ı ) bilmezler.
Onların bütün bildikleri bir sürü kuruntulardır.
Onlar sadece zanda bulunurlar.
sonra da onu az bir karşılığa değişmek için,
"Bu, Allah’ın katındandır" derler.
Vay ellerinin yazdıklarından ötürü onların hâline!
Vay kazandıklarından dolayı onların hâline!
Yazıklar olsun o kimselere ki:
az bir ( Maddi veya Manevi ) çıkar elde etmek için
elleriyle yazdıklarına, "Bu Allah'ın katındandır." derler.
Yazıklar olsun onlara, elleriyle yazdıklarından dolayı.
Yazıklar olsun onlara, kazandıklarından dolayı.
Bakara 75 -79
onu az bir ( Maddi veya Manevi ) bedel karşılığında değiştirenler var ya,
işte onlar, bununla karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar.
Allah, onlarla Kıyamet Günü'nde ne konuşacak ne de onları temize çıkaracaktır.
Ve onlar için can yakıcı bir azap vardır.
Bakara 174
( Buna rağmen farklı bir yorum yapıp )
Kitap konusunda anlaşmazlığa düşenler ise derin bir ayrılık içindedirler.
Bakara 176
O’na karşı gelmekten sakının, namazı dosdoğru kılın ve
müşriklerden;
dinlerini darmadağınık edip grup grup olan kimselerden olmayın.
( Ki onlardan ) her bir grup
kendi katındaki ( dinî anlayış ) ile sevinip böbürlenmektedir.
Rum 31 - 32
Tevrat'ta Allah'a oğul isnâd edilir.
24 Allah'ın, yiyip bitiren bir ateş olduğu ifade edilir.
Yaratılış / Tekvin 2
2 Allah'a yorgunluk isnâd edilir.
Yaratılış / Tekvin 32
28 Allah'ın, Yakub'la güreşip ona yenildiği gibi komik hikâyeler aktarılır.
Yaratılış / Tekvin 3
22-23 "işte Âdem iyiyi ve kötüyü bilmekte bizden birisi gibi oldu."
Yaratılış / Tekvin 19
30-36 Nuh'a içki içiren kızlarının onunla zina ettikleri ve
öz kızlarının bu peygamberden hamile kaldığı söylenir.
Yaratılış / Tekvin 9
20-25 Yine aynı peygambere yapılan bir başka çirkin isnat da
torunu Ken'an tarafından sarhoşken tecavüze uğradığıdır.
Yaratılış / Tekvin 12
14-19 ibrahim de Tevrat'taki iftiralardan payını alır.
Bu yüce peygamber, hanımı Sâra'yı kendi elleriyle
Firavun'a peşkeş çeken biri olarak gösterilir.
Sayılar 11
10-15 Yakub, Allah'a başkaldıran ve onu azarlayan biri olarak gösterilir.
Mısır’dan Çıkış 32
1-5; 24, 35 Harun, Tevrat'a göre altın buzağı putunu yapıp buna tapılmasını emreden biridir.
2. Samuel 11
2-27 Dâvud, Uriya adlı bir komutanının hanımıyla zina eden,
ondan gayrı meşru çocuk sahibi olan ve
onunla evlenmek için kocası Uriya'ya komplo kurarak öldürten
bir zorba olarak takdim edilir.
1. Krallar, 11
4 Süleyman, hanımlarından putperest olanların oyununa gelerek puta tapan biri olarak gösterilir.
Ezgiler Ezgisi, 1
1-4 Yine aynı peygamberin ağzından şuh ve müstehcen şiirler verilir.
Mûsâ’nın mezarından bahsetmekte,
hatta Mûsa’nın mezarının kaybolduğundan söz etmektedir.
Tevrat’ın bu konudaki ifadeleri aynen şöyledir:
5 - 8 “Ve Rabbin sözüne göre, Rabbin kulu Mûsâ orada, Moab diyarında öldü.
Ve Moab diyarında Beyt-peor karşısındaki derede onu gömdü.
Fakat bugüne kadar kimse onun kabrini bilmez.
Ve Mûsâ öldüğü zaman yüz yirmi yaşında idi; gözü zayıflamadı ve kuvveti eksilmedi.
Ve isrâiloğulları Moab ovasında otuz gün Mûsâ’ya ağladılar.
Ve Mûsâ için yas ağlama günleri tamam oldu.”
Yahuda’nın Ölümündeki Çelişki ( ! )
Matta, Markos, Luka ve Yuhanna’da kendisini astığı yazılmış.
Ama Elçilerin işleri kitabında yuvarlanarak bedeninin ikiye bölündüğü ve
bağırsaklarının döküldüğü yazılı.
5 ”Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı.”
* Kendini Astıktan Sonra ip Kopar ve
18 (*) Sonra baş aşağı düştü, bedeni yarıldı ve bütün bağırsakları dışarı döküldü.
Oysa Mesih şöyle demişti:
"Ey İsrailoğulları! Yalnız, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a kulluk edin.
Kim Allah'a ortak koşarsa, artık, Allah ona cenneti muhakkak haram kılmıştır.
Onun barınağı da ateştir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur."
Andolsun, "Allah, üçün üçüncüsüdür" diyenler kafir oldu.
Halbuki bir tek ilahtan başka hiçbir ilah yoktur.
Eğer dediklerinden vazgeçmezlerse, andolsun onlardan inkar edenlere elbette,
elem dolu bir azap dokunacaktır.
Maide 72 - 73
niçin Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?
Ali imran 71
O halde kıyamet gününde ateşe atılan mı,
yoksa güven içinde gelen kimse mi daha iyidir?
Dilediğinizi yapın.
Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
Fussilet 40
onu ( Muhammed’i ) tıpkı evlatlarını tanıdıkları gibi tanırlar.
Böyle iken, onlardan bir kısmı, bile bile gerçeği gizler.”
Bakara 146 / Enam 20
Muhammed’in vasıflarını okumuş ve onu yakından tanıyınca da,
onun kitaplarında söz konusu edilen son peygamber olduğunu yakinen anladılar.
Buna rağmen, onlardan bir kısmı ona iman etmediler ve
onun vasıflarını da mümkün olduğunca tahrif edip gizlemeye çalıştılar.
ibrahim’in Karısı !
Yaratılış / Tekvin 12
10 Ülkedeki şiddetli kıtlık yüzünden Avram geçici bir süre için Mısır'a gitti.
11 Mısır'a yaklaştıklarında karısı Sara'ya, "Güzel bir kadın olduğunu biliyorum" dedi,
12 "Olur ki Mısırlılar seni görüp, 'Bu onun karısı' diyerek beni öldürür, seni sağ bırakırlar.
13 Lütfen, 'Onun kızkardeşiyim' de ki,
senin hatırın için bana iyi davransınlar, canıma dokunmasınlar."
14 Avram Mısır'a girince, Mısırlılar karısının çok güzel olduğunu farkettiler.
15 Kadını gören firavunun adamları, güzelliğini firavuna övdüler.
Kadın saraya alındı.
16 Onun hatırı için firavun Avram'a iyi davrandı.
Avram davar, sığır, erkek ve dişi eşek, erkek ve kadın köle, deve sahibi oldu.
17 RAB Avram'ın karısı Sara yüzünden firavunla ev halkının başına korkunç felaketler getirdi.
18 Firavun Avram'ı çağırtarak, "Nedir bana bu yaptığın?" dedi,"
Neden Sara'nın karın olduğunu söylemedin?
19 Niçin 'Sara kızkardeşimdir' diyerek onunla evlenmeme izin verdin?
Al karını, git !"
20 Firavun Avram için adamlarına buyruk verdi.
Böylece Avram'la karısını sahip olduğu her şeyle birlikte gönderdiler.
27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu.
2 Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.
3 Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.
7 RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.
16 Ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu,
17 "Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün."
19 RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan Yaratılış atmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.
21 RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.
Yaratılış / Tekvin 2
22 Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yaratarak onu Adem'e getirdi.
16 RAB Tanrı kadına, "Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim" dedi, "Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek."
17 RAB Tanrı Adem'e, "Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi" dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecek bulamayacaksın.
1 Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı.
Yaratılış / Tekvin 6
3 RAB, "Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür" dedi, "İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak."
5 RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.
6 İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.
7 "Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri*, kuşları yeryüzünden silip atacağım" dedi, "Çünkü onları yarattığıma pişman oldum."
1 Rab, israil halkına yine öfkelendi. Davut’u onlara karşı kışkırtarak, ‘’Git İsrail ve Yahuda halkını say’’ dedi.
1.Tarihler 21
1 Şeytan, İsrailliler’e karşı çıkıp, İsrail’de sayım yapması için Davut’u kışkırttı.
13 Davut’a gidip durumu anlattı ve şöyle dedi, ‘’Ülkende yedi yıl kıtlık mı olsun, yoksa düşmanlarının önünde 3 ay kaçmak mı istersin?’’
1. Tarihler 21
11 – 12 Üç yıl kıtlık mı, yoksa kılıçla seni kovalayan düşmanlarının önünde 3 ay kaçıp yok olmak mı istersin?
18 Ne var ki, Aramlılar, İsrailliler’in önünden kaçtılar. Davut, onlardan 700 savaş arabası sürücüsü ile 40.000 atlı asker öldürdü. Hadadzer’in ordu komutanı Şovak’ı vurdu. ŞoVak, savaş alanında öldü.
1. Tarihler 19
18 Ne var ki, Aramlılar, İsrailliler’in önünden kaçtılar. Davut onlardan 7000 savaş arabası sürücüsü ile, 40.000 yaya asker öldürdü. Ordu komutanı ŞoFak’ı da öldürdü.
26 Süleyman’ın, savaş arabalarının atları için kırkbin ahırı ve onikibin atlısı vardı.
2. Tarihler 9
25 Süleyman’ın, atlarla savaş arabaları için dörtbin ahırı, onikibin atlısı vardı.
1 İbrahim günün sıcak saatlerinde Mamre meşeliğindeki çadırının önünde otururken, RAB kendisine göründü.
Yaratılış / Tekvin 32
30 Sonra yakup, Tanrı’yla yüzyüze görüştüm, ama canım bağışlandı diyerek oranın adını Peniel koydu.
Mısır’dan Çıkış 33
20 Ancak yüzümü görmene izin veremem, çünkü yüzümü gören yaşayamaz.
Yaratılış / Tekvin 17
1 İbrahim, 99 yaşındayken Rab ona görünerek, ‘’Ben her şeye gücü yeten Tanrı’yım’’ dedi, ‘’Benim yolumda yürü, kusursuz ol.’’
5–6–7–8–9–10 Bir Amalekli, Saul’un ricası üstüne onu öldürüp, taçla bileziği Davut’a getiriyor.
Samuel 31
4–5–6 Saul, silahını taşıyan adama, ‘’Kılıcını çek ve bana sapla’’ dedi, ‘’Yoksa bu sünnetsizler gelip bana kılıç saplayacak ve benimle alay edecekler’’. Ama silah taşıyıcısı, büyük bir korkuya kapılarak bunu yapmak istemedi, Bunun üzerine Saul kılıcını çekip kendini üzerine attı.
32 – 33 Lavan ile anlaşan yakup; ‘’Bugün bütün sürülerini yoklayıp, noktalı veya benekli koyunları, kara kuzuları, benekli veya noktalı keçileri ben alayım. Ücretim bu olsun. İleride bana verdiklerini denetlemeye geldiğinde, dürüst olup olmadığımı kolayca anlayabilirsin. Noktalı veya benekli olmayan keçilerim, kara olmayan kuzularım varsa, onları çalmışım demektir.
Yaratılış / Tekvin 30
37 – 41 Yakup, kavak, badem ve çınar ağaçlarından taze dallar kesti. Dalları soyarak beyaz çentikler açtı. Soyduğu çubukları koyunların önüne, su içtikleri yalaklara koydu. Koyunlar su içmeye gelince çiftleşiyorlardı. Çubukların önünde çiftleşince, çizgili, noktalı, benekli yavrular doğuruyorlardı.
1 - 17 Tanrı şöyle konuştu:
"Seni Mısır'dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
"Benden başka tanrın olmayacak.
"Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.
Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın.
Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrı'yım.
Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.
Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.
"Tanrın RAB'bin adını boş yere ağzına almayacaksın.
Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.
"Şabat Günü'nü kutsal sayarak anımsa. Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın. Ama yedinci gün bana, Tanrın RAB'be Şabat Günü olarak adanmıştır.
O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız.
Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim.
Bu yüzden Şabat Günü'nü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.
"Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RAB'bin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.
"Adam öldürmeyeceksin. "Zina etmeyeceksin. "Çalmayacaksın. "Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.
"Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin."
tek ilah olduğunu inkâr edip O’na birtakım eşler, ortaklar mı uyduruyorsunuz?
Halbuki bütün bunları yapan, O, alemlerin Rabb'idir."
Fussilet 9
"Gerçekten sizin Rabbiniz, ALTI GÜNDE GÖKLERi ve YERi yaratan,
sonra arşa istiva eden Allah'tır…"
Araf 54
Sonra RAB = Tanrı = Rab diye Meal verdiler, Ortalık iyice karıştı,
Böylece Meallerde "Rab Rabbime dedi" gibi garabet ortaya çıktı !
Mezmurlar 110 / Matta 22:44 / Luka 20:42 / Elçilerin işleri 2:34
13 “Siz beni Öğretmen ve Rab diye çağırıyorsunuz.
Doğru söylüyorsunuz, öyleyim.
35-36 ( Ferisiler ) Onlardan biri, bir Kutsal Yasa uzmanı,
İsa’yı denemek amacıyla O’na şunu sordu:
“Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisidir?”
37 isa ona şu karşılığı verdi:
‘Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’
38 işte ilk ve en önemli buyruk budur.
Luka 10
25 Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa’yı denemek amacıyla gelip şöyle dedi: “Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?”
Peygamber diye zikredilen kadınlar din peygamberi değildir.
Gelecek hakkında kehanette bulunanlara peygamberlik yaptı denilir.
38 İsa dönerek ardınca gelmekte olduklarını görüp onlara: Ne arıyorsunuz? dedi; onlar da kendisine dediler: Rabbi ( Öğretmen, Muallim demektir ), sen nerede oturuyorsun?
1 Davudun Mezmurudur. RAB Rabbime dedi: Ben düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncaya kadar, Sağımda otur.
43 isa şöyle dedi:
“O halde nasıl oluyor da Davut,
Ruh”tan esinlenerek O”ndan “Rab” diye söz ediyor?
Şöyle diyor Davut:
44 “Rab Rabbim'e dedi ki,
Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.”
Markos 12
36 Davud kendisi Ruhülkudüsle demiştir: "Rab Rabbime dedi: Ben düşmanlarını senin ayaklarına basamak koyuncıya kadar, Sağımda otur."
42 - 43 Çünkü Davut”un kendisi Zebur / Mezmurlar Kitabı”nda şöyle diyor:
“Rab Rabbim'e dedi ki,
Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.”
34 - 35 Davut, kendisi göklere çıkmadığı halde şöyle der:
“Rab Rabbim'e dedi ki,
Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek, Sağımda otur.”
Hristiyan incili’nde Matta Kitabı’nda isa, Ferisiler’e dönüp sorar :
42 Ferisiler toplu haldeyken isa onlara şunu sordu:
“Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?”
Yani, günlük konuşma diliyle
“Mesih kimin soyundan gelecektir?” diye sormaktadır.
Onlar da, “Davut’un Oğlu” ( Davut'un Soyundan ! ) dediler.
43 isa şöyle dedi: “O halde nasıl oluyor da Davut, Ruh’tan esinlenerek O’ndan ‘Rab’ diye söz ediyor? Şöyle diyor Davut:
44 ‘Rab, Rabbim’e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.’
45 Davut O’ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut’un Oğlu olur?”
46 isa’ya hiç kimse karşılık veremedi. O günden sonra artık kimse de O’na bir şey sormaya cesaret edemedi.
Böylece isa, bilgisiz Ferisiler’e kendi Kutsal Kitaplarını ne kadar az bildiklerini gösteriyordu.
Fakat, bu hikaye hiç bir zaman gerçekleşmiş olamazdı.
Çünkü, Zebur / Mezmurlar 110’a ait yüzeysel bir bilgiye sahip olan herhangi bir Yahudi, isa’nın bu iddiasından etkilenmezdi.
Tanah’a ait kapsamlı bilgiye sahip olan Ferisiler, bu iddiayı akıl dışı bulacaktı.
Hikayenin atıf yapmış olduğu orjinal ayete bakalım:
King James Versiyonu söz konusu ayeti şu şekilde tercüme etmiştir:
“The LORD said unto my Lord, Sit thou at my right hand, until I make thine enemies thy footstool.”
“RAB , Rabbim’e: “Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur” diyor.
KJV tercümesine göre Rab, ( LORD ) yani Tanrı, Davut’un Lord’una yani isa’ya, “Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur” demiş gibi gösterilmektedir.
Yukarıdaki ayet, Mesih’ten mi bahsetmektedir? Elbette hayır!
Tercümede, iki kelime aynı karşılık ile, “Lord” olarak çevrilmiştir!
Tercüme’de aynı kelime olarak çevrilmiş olan bu iki kelime, aslında orijinal metinde birbirinden farklı iki kelimedir.
ilk kelime, orijinal kelime, tercümede doğru olarak, Tanrı’nın söylenemez olan isminin karşılığı, “Lord-Rab” olarak çevrilmiştir.
ikinci kelime, ( ladoni olarak okunur )
kelimesi ise dehşet verici biçimde kasti olarak yine “Lord-Rab” olarak tercüme edilmiştir.
“ladoni” kelimesinin doğru çevirisi, “Efendim’e” dir. “ladoni” kelimesi ibrani Kutsal Metinleri’nin hiçbir yerinde Tanrı’yı ifade etmez. Bir kişiyi, insanı ifade eder, asla Tanrı’yı ifade etmez. Kendiniz bakın! Kutsal Kitap’ta Tanrı için bir çok isim kullanılır ama “ladoni” bunlardan biri değildir.
Kanıt olarak, yine Hristiyanlar tarafından yapılmış çevirilere bakalım. Bu çevirilerin hiçbirinde “ladoni” kelimesi Tanrı olarak tercüme edilmemiştir:
King James versiyonu ( KJV ) Yaratılış / Tekvin 24:54
“And they did eat and drink, he and the men that were with him, and tarried all night; and they rose up in the morning, and he said, Send me away unto my master. ( ìÇàãÉðÄé ladoni ) ( ibrahim ).”
“Sonra yanındakilerle birlikte yedi, içti. Geceyi orada geçirdiler. Sabah kalkınca ibrahim’in uşağı, “Beni yolcu edin, efendime döneyim” dedi.”
Yaakov ( Yakup ) meleklerden şu mesajı kardeşi Esav’a iletmesini ister:
King James versiyonu ( KJV ) Yaratılış / Tekvin 32:4
“And he commanded them, saying, Thus shall ye speak unto my lord ( לַאדֹנִי ladoni ) Esau; Thy servant Jacob saith thus, I have sojourned with Laban, and stayed there until now”
“Onlara şu buyruğu verdi: “Efendim Esav’a şöyle deyin: Kulun Yakup diyor ki, ‘Şimdiye kadar Lavan’ın yanında konuk olarak kaldım.”
King James Versiyon’u niçin yukarıdaki iki ayette, “ladoni” kelimesini doğru biçimde insanlara ( ibrahim ve Esav’a ) atıf yaparak, “efendim” olarak tercüme ediyor da,
Zebur / Mezmurlar 110:1 ‘de Tanrı’ya atıf yaparak, “Lord-Rab” olarak çevirmektedir?
Çünkü, Yaratılış / Tekvin 24:54 ve Yaratılış / Tekvin 32:4 ayetleri, isa’nın Yahudi Kutsal Kitapları’nda önceden haber verildiğini kanıtlamak için kullanılabilecek ayetler değildir.
Öte yandan, Zebur / Mezmurlar 110:1 ayeti, Hristiyan incili tarafından kullanılmaktadır ve isa’ya atıf yaptığı kesin olmalıdır.
Bu nedenle Matta Kitabı’nın yazarının peşinden gidilerek, bilerek yanlış tercüme edilmiştir.
Böylece Hristiyan çeviri orijinal ibranice metnin üzerini kapatmaya çalışmıştır.
Peki, Zebur / Mezmurlar 110:1’de kimin hakkında konuşulmaktadır? “ladoni – efendim” kelimesi kime atıf yapmaktadır?
Zebur / Mezmurlar, şöyle başlamaktadır:
( Mizmor l’David ) David’in Mezmuru
“Mizmor” kelimesi “şarkı” anlamındadır.
Bu nedenle ilk cümle “David’in şarkısı”dır.
Nitekim, “Psalms” kelimesi de Yunanca “psalmos” yani şarkı kelimesinden gelmektedir.
David bu şarkıları neden yazmaktadır?
Bu şarkıları kimin için yazmaktadır?
Kral David bu şarkıları kime söylemeyi istemiştir?
Kral David’in en büyük hayal kırıklıklarından biri Yeruşalayim’deki ilk Tapınağı yapmasının Tanrı tarafından reddedilmesidir. Tapınak için hazırlıkları yapmış, hatta Tapınak Hizmeti’ni başlatmıştır ( 2 Samuel 7, 1 Tarihler 14-17, 22-26 )
Kral David, Zebur / Mezmurlar’ın çoğunu yazmıştır. Bu kutsal işin amacı, Tapınak Hizmeti’nin bir parçası olan, Tapınak’ta Levililer tarafından bu şarkıların söylenmesidir.
Levililer platformda duracak ve bu ruhsal olarak canlandırıcı Mezmurlar’ı diğer Yahudiler’e söyleyeceklerdir. Böylece, Levililer, şu şarkıyı söyleyeceklerdi:
“RAB ( Tanrı ) Efendim’e ( Kral David’e ) :
“Ben düşmanlarını ayaklarının altına serinceye dek sağımda otur” diyor.