Yükseğe çıkınca Oksijen Azalır !
Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm'a açar.
Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşcasına daraltır.
Enam 125
Ozon Tabakası !
Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık.
Enbiya 32
Yıldırım
O münafıklar yıldırımlardan gelecek ölüm korkusuyla parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki ALLAH, kafirleri çepeçevre kuşatmıştır.Bakara 19
Üstünüze ateşten yalın bir alevle kıpkızıl bir duman gönderilir de kendinizi koruyamazsınız.
Rahman 35
Gök Gürültüsü
Gök gürlemesi O'na hamd ederek tespih eder.
Melekler de O'nun korkusundan tespih ederler.
O, yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar.
Rad 13
Gök parçalanıp da, yağ gibi eridiği ve
kırmızı bir güle ( Rosette Nebula ) dönüştüğü zaman...
Rahman 37
Çevreye Duyarlı ol !
İnsanların kendi işledikleri ( kötülükler ) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır.
( hatalarından ) Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı ( kötü ) sonuçlarını
( dünyada ) onlara tattıracaktır.
Rum 41
Petrolün Oluşumu !
O, ( Allah ) yeşil bitki örtüsünü çıkaran,
sonra da onları çürüyüp kararmış sel süprüntüsü haline çevirendir.
Ala 4 - 5
tek İlah olduğunu inkâr edip O’na birtakım eşler, ortaklar mı uyduruyorsunuz?
Halbuki bütün bunları yapan, O, alemlerin Rabb'idir."
Fussilet 9
“ALLAH her şeyi yaratandır
Zümer 62
Enbiya 30
“ Sonra ALLAH duman ( gaz ) halindeki göğe yöneldi
Fussilet 11
“ Yer ve gökler bitişik iken onları biz ayırdık
Enbiya 30
Müminun 17
“ Gökleri yedi kat üzerinde yaratan O’dur.
“ Rahman olan ALLAH’ın yarattığında düzensizlik göremezsiniz.
Mülk 3
“ Göğü gücümüzle biz kurduk ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz
Zariyat 47
“ Güneş ve ayın hareketleri bir hesaba göredir
Rahman 5
“ Yeryüzünü yaratıkların oturmasına, yaşamasına elverişli kılan ALLAH’tır
Ta-Ha 53
“ Yeryüzünü, size boyun eğdiren O’dur
Mülk 15
“ Henüz Arş’ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı gün içinde ( altı evrede ) yaratandır.
Hud 7
ALTI GÜNDE GÖKLERi ve YERİ yaratan,
sonra arşa istiva eden ( Hakim Olan ) Allah'tır…"
Araf 54
GIDALARINI, BiTKiLERiNi VE AĞAÇLARINI tam DÖRT GÜNDE takdir etti, düzenledi."
Fussilet 10
her bir göğe kendisine ait işi vahyetti.
Biz dünya semasını kandillerle, yıldızlarla süsledik, bozulup yıkılmaktan koruduk.
İşte bu, azîz ve alîm Allah’ın takdiridir."
Fussilet 12
Yeniden Yaratılacak !
Göğü, kitap dürer gibi dürdüğümüz zaman,
yaratmaya ilk başladığımız gibi
katımızdan verilmiş bir söz olarak onu tekrar var edeceğiz.
Enbiya 104
Dünyanın Var Oluşu !
Bundan sonra da yeri yayıp yuvarlattı.
Naziat 30
Dünyanın Yok Oluşu !
Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,
Fecr 21
Bizim, yeryüzüne gelip, onun uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı ?
Rad 41 / Enbiya 44
Döndükçe kutuplardan basıklaşma
“Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten yeryüzüne yönelip onu uçlarından eksiltiyoruz. ”
Rad 41
“Onlar görmüyorlar mı ki, biz yeryüzüne gelip uçlarından noksanlaştırıyoruz.”
Enbiya 44
Yüzey gerilimi
O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel koyandır.
Furkan 53
Dünyanın dönmesi
“Dağları yerinde durur görürsün. Halbuki onlar bulutlar gibi hareket ederler”.
Neml 88
Yarılan yeryüzü
“Yarılan yere yemin olsun ki”
Tarık 12
Yukarıdaki ayette geçen Arapça “sad’a” kelimesi Türkçede “çatlama, yarılma, ayrılma” anlamlarına gelmektedir.
ALLAH’ın yerin yarılması üzerine yemin etmesi, Kuran’ın diğer bilimsel mucizelerinde olduğu gibi burada da dikkat çekici bir duruma işaret etmektedir.
1945-46 yıllarında, bilim adamları mineral kaynaklarını araştırmak için ilk kez deniz ve okyanusların diplerine indiler.
Araştırmalarında dikkati çeken en önemli noktalardan biri dünyanın kırıklı yapısı oldu.
Dünyanın dış yüzeyindeki kayalık tabaka; kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu olup, on binlerce kilometre uzunluğunda çok sayıda genişçatlak ( fay ) ile yarılmıştı.
Ayrıca bilim adamları 100-150 km derinde, denizlerin ve okyanusların altında erimiş magmanın bulunduğunu fark ettiler.
İşte bu kırık ve çatlaklar nedeniyle, denizlerin ortasında yer alan dağlardan dışarı lavlar akar.
Yeryüzünün bu kırıklı yapısı sayesinde, önemli miktarda ısı dışarı atılır ve erimiş kayaların büyük bir kısmı okyanuslardaki tepeleri oluşturur.
Eğer yeryüzünün, kabuğundan yüksek miktarda ısının dışarı çıkmasına olanak veren bu yapısı olmasaydı, dünya üzerinde hayat imkânsız olurdu.
Kainat genişliyor
Göğü kendi ellerimizle biz kurduk ve biz ( onu ) elbette genişleticiyiz.
Zariyat 47
Evren’de uyum ve düzen vardır
Güneş ve ay bir hesaba göre ( hareket etmekte ) dir.
Rahman 5
Güneş sisteminde on iki gezegen
Yusuf, bir zamanlar babasına : Gerçekten ben ( rüyada ) on bir yıldız, güneşi ve ay'ı gördüm. Gördüm ki onlar bana boyun eğiyorlardı" demişti.
Yusuf 4
Işınlama ( Eşya Nakli )
Neml Suresi
38. ( Sonra Süleyman müşavirlerine ) dedi ki : Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?
39. Cinlerden bir ifrit : Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Gerçekten bu işe gücüm yeter ve bana güvenebilirsiniz, dedi.
40. Kitaptan ( Allah tarafından verilmiş ) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. ( Süleyman ) onu ( melikenin tahtını ) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin ( gösterdiği ) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir.
Yağmurun oluşumu
Görmez misin ki Allah bir takım bulutları ( çıkarıp ) sürüyor; sonra onları bir araya getirip üstüste yığıyor. İşte görüyorsun ki bunlar arasından yağmur çıkıyor. O, gökten, oradaki dağlardan ( dağlar büyüklüğünde bulutlardan ) dolu indirir. Artık onu dilediğine isabet ettirir; dilediğinden de onu uzak tutar; ( bu bulutların ) şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alır!
Nur 43
Aşılayıcı Rüzgar
Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirerek sizi onunla suladık. Onu toplayıp depolayan da siz değilsiniz.
Hicr 22
Her şey çift yaratılmıştır
Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden ( erkekli dişili ) iki eş yarattık.
Zariyat 49
Hayvanlarla iletişim
Süleyman Davud’a vâris oldu ve dedi ki : Ey insanlar! Bize kuş dili öğretildi ve bize her şeyden ( nasip ) verildi. Doğrusu bu apaçık bir lütuftur.
Neml 16
İnsan Öncesi Canlılar
Cinleri de dumansız ateşten yarattı.
Rahman 15
Cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım
Zariyat 56
Zaman
Zaman hızla ters orantılı olarak azalır veya çoğalır.
Zaman, saat, gün, yıl... göreceli değişkendir.
Dünyadaki bir insanın bir saati ile plütondaki bir insanın saati birbirinden farklıdır. Dişi ağrıyan bir insanın bir saati ile dostuyla sohbet eden bir insanın bir saati birbirinden çok farklıdır.
Arabayla bir yere bir saatte giden biri ile aynı yere yürüyerek bir günde varan kişi için zaman çok farklıdır.
En önemlisi bir cismin hızı arttıkça o cisim için zaman ters orantılı olarak azalır.
Dünyadaki bir insan için bir gün uzayda seyahat halindeki bir insan için bir saat gibidir.
Uzaydaki insanın sürati arttıkça dünyadaki insan ile arasındaki zaman farkı da artacaktır.
Dünyadaki bir yıl uzayda bir güne tekabül edecektir.
rabbin katında bir gün sizin sayacaklarınızdan bin sene gibidir.
Hac 47
...miktarı elli bin yıl olan bir gün....
Mearic 4
insanın Yaratılışı
Müminun Suresi
12. Andolsun biz insanı, çamurdan ( süzülüp çıkarılmış ) bir özden yarattık.
13. Sonra onu sağlam bir karargâhta nutfe haline getirdik.
14. Sonra nutfeyi alaka ( aşılanmış yumurta ) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere ( iskelete )çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
“ O ( ALLAH ) her şeyi güzel yarattı, insanı yaratmaya çamur başladı
Secde 7
“ Sonra onu şekillendirdi. Ona ruh üfledi ve Size kulaklar, gözler, kalpler verdi.
Secde 9
“ Andolsun insanı kuru balçıktan, işlenebilir topraktan yarattık
Hicr 26
Nuh 14
Nahl 4
Abese 19
“ Sonra ona, yolunu kolaylaştırdı
Abese 20
"Ondan erkek- dişi ( iki cins ) yarattı
Kıyamet 39
" Sonra zayıflığın ardından kuvvet ( gençlik ) verdi. Sonra kuvvetin ardından zayıflık ( ihtiyarlık ) verdi
Rum 54
Parmak izleri
Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.
Kıyamet 4
Tarık - Kapıyı Çalan Yıldız
Gökyüzüne ve tarıka ( Sabah Yıldızına / Kapıyı Çalan Yıldıza ) yemin ederim.
Tarıkın ne olduğunu nereden bileceksin? ( O, karanlığı ) delen yıldızdır.
Hiç kimse yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.
Tarık 1 - 4
İnsan kulağı alemdeki tüm sesleri duyamamaktadır. 250 Hz ve 3000 Hz arasındaki konuşma frekansı bölgesini duyar.
Bunun altındaki infrasound denilen alçak frekanstaki sesleri ve üzerindeki Ultrasonic denilen çok yüksek frekanstaki sesleri duyamaz.
Bunlar ancak bu yüksek frekansları algılayan cihazlar ile kaydedilebilir.
Asrımızda bilim ve tekniğin gelişmesi ile alemde çok yüksek frekansta ses çıkaran, atmosferden tutun güneş sistemindeki bir çok gezegenin çıkardığı ultrasonik sesler kayıt altına alınmıştır.
Bunların içlerinde en ilginç olanı Bilim adamlarının Pulsar diye isimlendirdikleri, ismi Kuran da Tarık yıldızı olarak geçen ve kendisine yemin edilen bir yıldızdır.
Evet ismi Tarık olan bu yıldız tıpkı kapıyı çalan bir kimsenin çıkardığı ses gibi ses çıkartmaktadır.
İşin en ilginç yanı ise Arapçada Tarık kelimesinin kapıyı çalan manasında olmasıdır.
TARIK, aslında “tark” kökünden ism-i fâildir.
Tark, bir ses işitilecek şekilde şiddetle vurmak, çarpmaktır.
Buna göre “târık”, esasen “tokmak vurur gibi şiddetle vuran ve kapıyı çalan” demektir.
Yoktan Varoluş
Big - Bang = Evren, sonsuz yoğunluğa ve sıfır hacme sahip olan bir noktanın patlamasıyla başlamıştır.
Yokluk kavramını sıfır hacme sahip bir nokta olarak tarif eden bilim, aslında bir şeyi itiraf etmektedir :
Hacmi olmayan nokta “ yok ” demektir.
Yani evren “ yoktan var “ edilmiştir.
"ALLAH bir şeyin olmasını isterse, ona " Ol " der, oda olur ( Oluşmaya Başlar )
Meryem 35
ALLAH herşeyin yaratanıdır
Zümer 62
O ALLAH gökleri ve yeri yoktan var edendir
Enam 101
Güneş ile aya boyun eğdirdi, her biri
adı konulmuş bir süreye kadar akıp gitmektedirler.
Rad 2 / Lokman 29 / Fatır 13 / Zümer 5
Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün birbiriyle yer değiştirmesinde, insanların yararı için okyanusta akıp giden gemilerde, ALLAHın gökten su indirip ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde ve orada yaydığı her çeşit canlıda, rüzgarları ve gök ile yer arasında hazır bekleyen bulutları evirip çevirmesinde aklını kullanan bir toplum için elbette dersler / kanıtlar vardır.
Bakara 164
Onun kavminden, kafir olup ahirete ulaşmayı inkar eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler : «Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer.»
Müminun 13
O dökülen meniden ibaret az bir su değil miydi ?
Sonra bu, bir " alaka " oldu. Derken ALLAH onu yaratıp güzelce şekillendirdi.
Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti.
Kıyamet 37 - 39
İnsan ( henüz ) anılır bir şey değilken ( yaratılmamışken ) üzerinden uzunca bir zaman geçti.
Şüphesiz biz insanı, karışım halindeki az bir sudan ( meniden ) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.
insan 1 - 2
O, insanı Alak'tan / yapışkan döllenmiş yumurtadan ( bir kan pıhtısından / embriyodan ) yarattı.
Alak 2
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.
Enbiya 33
Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona ( aya ) birtakım menziller takdir eden O'dur. ALLAH bunları, ancak bir gerçeğe ( ve hikmete ) binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır.
Yunus 5
O, iki doğunun ve iki batının Rabbidir.
Rahman 17
Doğuların ve Batıların Rabbine ...
Mearic 40
Güneş Farklı Açılardan Doğar ve Batar.
Göklerdeki ve yerdeki
her şeyi kendi katından
sizin hizmetinize verendir.
Casiye 13
karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
Duhan 43 - 46
tesbih eden dağları da
Davud'a boyun eğdirdik.
Enbiya 79
O, birinin suyu lezzetli ve tatlı, diğerininki tuzlu ve acı olan iki denizi salıverip aralarına da görünmez bir perde ve karışmalarını önleyici bir engel ( Berzah ) koyandır.
Furkan 53 / Rahman 19 - 20
sizin saydığınız bin sene gibidir.
Hac 47
Deniz ürünlerini yemek
sizlere helâl kılındı.
Maide 96
İçinden taze et ( balık ) yemeniz ve
takacağınız süs ( eşyası ) çıkarmanız için
denizi emrinize veren O'dur.
Nahl 14
Nahl 15
Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar verdi.
Böylece Allah, müslüman ( O'na Teslim ) olasınız diye üzerinizde olan nimetini tamamlıyor.
Nahl 81
Hâlbuki onlar bulutların geçişi gibi hareket ederler.
Neml 88
Ya içtiğiniz suya ne dersiniz ?
Dileseydik onu acı yapardık,
şükretmeniz gerekmez mi?
Vakia 68 - 70
Kendi nefislerinizde de öyle.
Halâ Görmüyor musunuz ?
Zariyat 20 - 21
onu biz genişletmekteyiz.
Zariyat 47
Kuranda müsbet bilimin verileriyle açıklanabilecek ayetler elbette ki bu kadar değildir.