Ömer bir gece Kabe'ye doğru gelirken,
Muhammed Peygamber'in orada ibadet ettiğini görür.
Gizlice Kabe'nin örtüsünün arkasına saklanıp,
Muhammed Peygamber'in ne yaptığını merak eder.
O anda Muhammed Peygamber,
Namaz'da Hakka Suresi'nden ayetler okumaktadır.
Hakka
38. Görebildikleriniz üzerine yemin ederim,
39. Ve göremediklerinize ki,
40. Hiç şüphesiz o ( Kuran ), çok şerefli bir elçinin sözüdür.
( Hakka Suresinin Arapça Okunuşu, Kafiyeli Bir Şiir'i Andırır. )
Sözün kalitelisini çok iyi bilen Ömer, ( Gizlendiği Yerde ) içinden bunlar bir şair sözüdür diye bir şey geçirir.
O anda Muhammed Peygamber Hakka Suresi'nin 41. ayetini okur :
41. Ve o, bir şair sözü değildir. Ne de az iman ediyorsunuz !
Bu ayeti duyunca Ömer şaşırır, benim içimi mi okuyor bu adam, yoksa o bir kahin mi der.
Muhammed Peygamber bir sonraki ayeti okur :
42. Bir kahin sözü de değildir ( o ). Ne de az düşünüyorsunuz !
43. ( O ), alemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.
Bu ayet karşısında bir kez daha sarsılır
Ömer ve der ki : " Bu sözler Muhammedin uydurması mı ? "
O anda Muhammed Peygamber bir sonraki ayeti okur :
44. Eğer ( Peygamber ) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,
45. Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
46. Sonra onun can damarını koparırdık ( onu yaşatmazdık ).
47. Hiçbiriniz buna mani de olamazdınız.
Bu ayeti de duyunca Ömer daha da sarsılır ve hemen orayı terk eder.
48. Doğrusu o ( Kuran ), takva sahipleri için bir öğüttür.
49. İçinizde ( onu ) yalan sayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
50. Muhakkak o, kafirler için bir iç yarasıdır.
51. Ve o, gerçekten kat'i bilginin ta kendisidir.
52. O halde, ulu Rabbinin adını yüceltip noksanlıklardan tenzih et.
Ama günlerce, duyduğu o ayetlerin tesiri altında ezilir.
İşte Ömer, bu hadiseyi yaşayarak imana doğru yürür,
en son kız kardeşinin evinde olanlarla süreç tamamlanmış olur.
Prof. Dr. Mehmet Okuyan'dan Ömer'in Müslüman Oluşu !