Salâ ŞİRK'tir, Kabul Etmeyen Müşrik'tir.
Sala, bazı kaynaklara göre Fatimiler zamanında Mısır'da başlamış, bazı kaynaklara göre ise
Ömer'in torunu Abdülaziz döneminde Emevilerin zamanında okunmaya başlamış.
Osmanlı, bu geleneğe diğer Müslüman toplumlardan daha çok sahip çıkmış.
Dinleyenin ve okuyanın içini titretecek formlarda bestelemiş.
Eskiler hem sözlerinden hem de makamından okunan salanın
Cenaze salası mı yoksa Haber salası mı, Cuma salası mı olduğunu anlarmış.
Eskiden padişah veya şeyh gibi önemli şahsiyetler
camiye, tekkeye yani meclise gelince sala ile karşılanırmış.
Buna Rağmen, Eskiden Cenaze salası sadece
önemli, hatırlı, varlıklı, yaşadığı çevreye Şeref ve itibar kazandırmış kişiler için okunurmuş.
İçinde bulunduğumuz zaman da ise cenaze sahiplerinin talebi üzerine vefat eden herkes için sala verilmektedir.
Mahallede bir Cenaze varsa hüzünlü bir sesle okumaya başlar müezzin.
Mahalle sakinlerinden kimin vefatettiğini öğrenmek isteyen kulak kesilir.
Bir de Cuma günleri öğle ezanından bir saat önce okunur.
Salayı duyan, o günün cuma olduğunu hatırlar.
Hatta Perşembe Akşamından Okunmaya Başladı !
Çoğu kişinin salaya dair zihnindeki bilgi bundan ibarettir.
Halbuki sala kadim bir gelenektir.
Eskiler sadece Cenaze haberini vermek ve Cuma için okumazdı.
Mesela Anadolu'da bazı yerlerde akşam ezanı hariç
her ezanla birlikte sala okunurdu.
Özellikle de sabah ezanından önce sala okunması pek yaygındı.
Her vaktin salası ayrı makamda okunurdu.
Pazartesi ve cuma gecelerinin salası daha özeldi.
Pazarı pazartesiye bağlayan gece sala okunmasının sebebi,
o günün Elçinin doğum ve ölüm günü olduğuna inanılmasıdır.
Vakit ezanlarından sonra okunan salarda Elçiye selam ve övgü sözleri söyleniyor.
AMA ALLAH İÇİN BÖYLE BİR GELENEK DÜŞÜNMEMİŞ ( MÜŞRİK ! ) LER.
Cenaze salasında ise farklı olarak ölümle ilgili hadis ve ayetler okunuyor.
" Vakit geçmeden önce namaz kılmakta acele ediniz,
ölüm gelmeden tövbede acele ediniz. " hadisleriyle
" Her canlı ölümü tadacaktır, ALLAH'tan geldik ALLAH'a gideceğiz. " ayetleri okunurDU !
Bugün sadece vefat haberini vermek için minareden okunan sala kaldı ama eskiden cenazenin defnedilmesine ve hatta definden sonrasına kadar farklı makamlarda ve bestelerde, Elçiye selam verilen, hadis ve ayetler okunan cenaze salaları varmış.
Zira eskiden cenaze esnasında cenazeyi takip eden bir grup müezzin topluca, bazen solo olarak cenaze salası okur, cemaat de aminlerle iştirak ederek duaya vesile bir iş yaparmış.
* Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin EFENDİSİ,
Evvel de, Ahir de Allah’ındır Necm 25 + Leyl 13
Efendi - Rab : Kul'un ilâhı, Köle'nin Sahibi.
Yusuf 23 - 41 - 42 -50 / Ali imran 64
Eğer ( Elçi ) bize atfen bazı sözler uydurmuş olsaydı,
Elbette onu kıskıvrak yakalardık.
Sonra onun can damarını koparırdık ( onu yaşatmazdık ).
Hiçbiriniz buna mâni de olamazdınız.
Hakka 44 - 47
Diyen Allah;
Muhammed'e Habibim / SEVGİLİM diye ne zaman hitap etmiş,
Muhammed, Allah'ın Kendisine böyle Hitap Ettiğini Kime Söylemiş ?
Neden Kuran'da Böyle Bir Hitap Yok ?
Duha 7
Nahl 123
Nisa 125
Zira ben size O'nun tarafından ( gelmiş ) açık bir uyarıcıyım.