Hayır, hayır!
Yetime ikram etmiyorsunuz.
Fecr 17
Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla ( helali haramla ) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır.
Nisa 2
Yetimleri deneyin. Evlenme çağına ( buluğa ) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler ( ve mallarını geri alacaklar ) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. ( Velilerden ) kim zengin ise ( yetim malından yemeğe ) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde ( hizmetinin karşılığı kadar ) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
Nisa 6
Hani, biz İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.
Bakara 83
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz( den ibaret ) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, ( ihtiyacından dolayı ) isteyene ve ( özgürlükleri için ) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda ( direnip ) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
Bakara 177
Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir."
Bakara 215
Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz, diye böyle yapıyor. Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki "Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp ( birlikte yaşar )sanız ( sakıncası yok ). ( Onlar da ) sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah, dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bakara 220
Eğer, ( velisi olduğunuz ) yetim kızlar ( ile evlenip onlar ) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, ( onları değil ), size helal olan ( başka ) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer ( o kadınlar arasında da ) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz ( cariyeler ) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Nisa 3
Miras taksiminde ( kendilerine pay düşmeyen ) akrabalar, yetimler ve fakirler hazır bulunurlarsa, onlara da maldan bir şeyler verin ve onlara ( gönüllerini alacak ) güzel sözler söyleyin.
Nisa 8
Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
Nisa 36
Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki "Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor." Kitapta, kendilerine ( verilmesi ) farz kılınan ( miras )ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara ve yetimlere adil davranmanıza dair, size okunmakta olan ayetler de bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.
Nisa 127
Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. ( Birisi hakkında ) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.
Enam 152
Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz ( veren sözünden ) sorumludur.
isra 34
Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, ( yani ) iki ordunun ( Bedir’de ) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız ( bunu böyle bilin ). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Enfal 41
Allah’ın, ( fethedilen ) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet ( ve güç ) haline gelmesin diye ( Allah böyle hükmetmiştir ). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir.
Haşr 7
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
insan 8
Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
Beled 14 - 16
Seni yetim bulup da barındırmadı mı?
Duha 6
Öyleyse sakın yetimi ezme!
Duha 9
İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.
Maun 2 - 3
"Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur."
Kehf 82
Nisa 2
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe ( cehenneme ) gireceklerdir.
Nisa 10
Nisa 10
Yetimleri deneyin. Evlenme çağına ( buluğa ) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler ( ve mallarını geri alacaklar ) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. ( Velilerden ) kim zengin ise ( yetim malından yemeğe ) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde ( hizmetinin karşılığı kadar ) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.
Nisa 6
Hani, biz İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekatı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.
Bakara 83
İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz( den ibaret ) değildir. Asıl iyilik, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, ( ihtiyacından dolayı ) isteyene ve ( özgürlükleri için ) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda ( direnip ) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah’a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir.
Bakara 177
Sana Allah yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki "Hayır olarak ne harcarsanız o, ana-baba, akraba, yetimler, fakirler ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak ne yaparsanız, gerçekten Allah onu hakkıyla bilir."
Bakara 215
Dünya ve ahiret hakkında düşünesiniz, diye böyle yapıyor. Bir de sana yetimleri soruyorlar. De ki "Onların durumlarını düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlara karışıp ( birlikte yaşar )sanız ( sakıncası yok ). ( Onlar da ) sizin kardeşlerinizdir. Allah, bozguncuyu yapıcı olandan ayırır. Allah, dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Bakara 220
Eğer, ( velisi olduğunuz ) yetim kızlar ( ile evlenip onlar ) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, ( onları değil ), size helal olan ( başka ) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın. Eğer ( o kadınlar arasında da ) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız, o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz ( cariyeler ) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Nisa 3
Miras taksiminde ( kendilerine pay düşmeyen ) akrabalar, yetimler ve fakirler hazır bulunurlarsa, onlara da maldan bir şeyler verin ve onlara ( gönüllerini alacak ) güzel sözler söyleyin.
Nisa 8
Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.
Nisa 36
Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki "Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor." Kitapta, kendilerine ( verilmesi ) farz kılınan ( miras )ı vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz yetim kızlara, zavallı çocuklara ve yetimlere adil davranmanıza dair, size okunmakta olan ayetler de bunu açıklıyor. Ne hayır yaparsanız, şüphesiz Allah onu bilir.
Nisa 127
Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. ( Birisi hakkında ) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa adil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.
Enam 152
Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz ( veren sözünden ) sorumludur.
isra 34
Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri mutlaka Allah’a, Peygamber’e, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. Eğer Allah’a; hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, ( yani ) iki ordunun ( Bedir’de ) karşılaştığı gün kulumuza indirdiklerimize inandıysanız ( bunu böyle bilin ). Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
Enfal 41
Allah’ın, ( fethedilen ) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet ( ve güç ) haline gelmesin diye ( Allah böyle hükmetmiştir ). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı çetindir.
Haşr 7
Onlar, seve seve yiyeceği yoksula, yetime ve esire yedirirler.
insan 8
Yahut şiddetli bir açlık gününde kendisiyle yakınlığı olan bir yetimi, yahut yerde sürünen bir yoksulu doyurmaktır.
Beled 14 - 16
Seni yetim bulup da barındırmadı mı?
Duha 6
Öyleyse sakın yetimi ezme!
Duha 9
İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.
Maun 2 - 3
"Duvar ise şehirdeki iki yetim çocuğa ait idi. Altında onlara ait bir define vardı. Babaları da iyi bir insandı. Rabbin, onların olgunluk çağına ulaşmalarını ve Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarmalarını istedi. Bunları ben kendi görüşüme göre yapmadım. İşte senin, sabredemediğin şeylerin içyüzü budur."
Kehf 82