Ana Sayfa

Bezm-i Elest ( Kalû Belâ )


Allah'ın israiloğullarını Mısırdan Çıkarttığı için, Yapılan Hatırlatılmaya Verilen Cevaptır.


Mısırdan Çıkış 20 
2 Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB Ben Değil miyim ? 

Onlar da,"Kalû,  Belâ" ( بَلَىٰ شَهِدْنَا )
Böyle yapmamız kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir. Araf 172

Kalû = Dediler / Belâ = Evet şahit olduk. )

Mısırdan Çıkış 19
1 İsrailliler Mısır’dan çıktıktan tam üç ay sonra Sina Çölü’ne vardılar. 
2 Refidim’den yola çıkıp Sina Çölü’ne girdiler. Orada, Sina Dağı’nın karşısında konakladılar. 
Musa Tanrı’nın huzuruna çıktı. RAB dağdan kendisine seslendi: “Yakup soyuna, İsrail halkına şöyle diyeceksin: 
Mısırlılar’a ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz
5 Şimdi sözümü dikkatle dinler, antlaşmama uyarsanız, 
bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü yeryüzünün tümü benimdir. 
6 "Siz benim için kahinler (peygamberler) krallığı, kutsal ulus olacaksınız. İsrailoğullarına böyle söyleyeceksin." 
7 Musa gidip halkın ileri gelenlerini çağırdı ve RAB’bin kendisine buyurduğu her şeyi onlara anlattı. 
8 Bütün halk bir ağızdan, 
“RAB’bin söylediği her şeyi yapacağız” diye yanıtladılar. 
Musa halkın yanıtını RAB’be iletti.
Mısırdan Çıkış 24
Musa gidip RAB’bin bütün buyruklarını, ilkelerini halka anlattı. 
Herkes bir ağızdan, “RAB’bin her söylediğini yapacağız” diye karşılık verdi.
7 Sonra antlaşma kitabını alıp halka okudu. 
Halk, “RAB’bin her söylediğini yapacağız, O’nu dinleyeceğiz” dedi.
( Sina Dağı Bulutların Üstüne Kaldırıldı ! )
15 Musa dağa çıkınca, bulut dağı kapladı
16 RAB’bin görkemi Sina Dağı’nın üzerine indi. Bulut dağı altı gün örttü. 
Yedinci gün RAB bulutun içinden Musa’ya seslendi. 
17 RAB’bin görkemi İsrailliler’e dağın doruğunda yakıcı bir ateş gibi görünüyordu. 
18 Musa bulutun içinden dağa çıktı. Kırk gün kırk gece dağda kaldı.

( Allah; israiloğullarına, Firavundan Kurtaranın Kendisi Olduğunu ve Verdikleri Sözü Hatırlatıyor ! )
Mısırdan Çıkış 20 
2 “Seni Mısır’dan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.
Mısırdan Çıkış 29 
46 Anlayacaklar ki, aralarında yaşamak için onları Mısır’dan çıkaran Tanrıları RAB benim.
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 29
12 Bugün Tanrınız RAB’bin ant içerek sizinle yaptığı bu antlaşmayı geçerli kılmak için burada duruyorsunuz.
13 Öyle ki, bugün sizi kendi halkı olarak belirlesin ve size söylediği gibi, atalarınız ibrahim’e, ishak’a, Yakup’a içtiği ant uyarınca Tanrınız olsun.
14-15 Antla yapılan bu antlaşmayı yalnız sizinle, bugün burada bizimle birlikte
 Tanrımız RAB’bin önünde duranlarla değil, yanımızda olmayanlarla da yapıyorum.

Allah israiloğullarından Bahsediyor ! 
Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a (Tevrat’a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. 
Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. 
Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar. 
Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap’ta söz alınmamış mıydı ? Onun içindekileri okumamışlar mıydı ? 
Hâlbuki, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. 
Hiç düşünmüyor musunuz ?
Hani ( Sina ) dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da 
üzerlerine düşecek sanmışlardı. 
( Onlara : ) "Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve 
onun içindekileri hatırlayın ki, Allah'a karşı gelmekten sakınasınız" demiştik.
Hani Rabbin âdemoğullarından, 
onların sırtlarından nesillerini çıkarıp ( yaratıp ) onları kendilerine şahit tutmuş
Ben ( Sizi Mısır'dan Çıkaran ) Rabbiniz değil miyim ?
Kalû ( Dediler ) Belâ ( Evet ) şahit olduk.
Böyle yapmamız kıyamet günü,
"Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
Yahut, 
"Bizden önce babalarımız Allah’a ortak koşmuşlar.
Biz onlardan sonra gelen bir nesiliz.
Şimdi batılcıların işlediği yüzünden bizi helâk mı edeceksin?" dememeniz içindir.
Araf 169 - 171 - 172 - 173

* sırtlarından nesillerini çıkarıp ( yaratıp )
( Sırt ) Omurga ile kaburga kemikleri arasından çıkan bir sudan ( sıvıdan ) yaratıldı.
Tarık 6-7

Yeşu 24
20 RAB’bi bırakıp yabancı ilahlara kulluk ederseniz, RAB daha önce size iyilik etmişken, bu kez size karşı döner, sizi felakete uğratıp yok eder.”
21 Halk, “Hayır! RAB’be kulluk edeceğiz” diye karşılık verdi.
22 O zaman Yeşu halka, 
Kulluk etmek üzere RAB’bi seçtiğinize siz kendiniz tanıksınız” dedi.
Evet, biz tanığız” dediler. 
Derken, onların ardından yerlerine Kitab’a (Tevrat’a) varis olan (kötü) bir nesil geldi. Şu geçici dünyanın değersiz malını alır ve "(nasıl olsa) biz bağışlanacağız" derlerdi. Kendilerine benzeri bir mal gelse onu da alırlar.
Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söylemeyeceklerine dair onlardan Kitap’ta söz alınmamış mıydı?
Onun içindekileri okumamışlar mıydı? Hâlbuki, Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hiç düşünmüyor musunuz?
Araf 169
Onlar, Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozan, Allah’ın korunmasını emrettiği bağları (iman, akrabalık, beşerî ve ahlâkî bütün ilişkileri) koparan ve yeryüzünde bozgunculuk yapan kimselerdir. İşte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
Bakara 27
Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun.
Elinizdeki Tevrat’ı tasdik edici olarak indirdiğimize ( Kur’an’a ) iman edin. 
Bakara 40 - 41
Hani, (Tevrat ile amel edeceğinize dair) sizden sağlam bir söz almış, Tûr dağını da tepenize dikmiş ve "Sakınasınız diye, size verdiğimiz Kitab’ı sıkı tutun, onun içindekileri düşünün (gafil olmayın)" demiştik.
Bakara 63
Hani, biz İsrailoğulları’ndan, "Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya, yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz" diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek sözünüzden döndünüz.
Hani, "Birbirinizin kanını dökmeyeceksiniz, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacaksınız" diye de sizden kesin söz almıştık. Sonra bunu böylece kabul etmiştiniz. Kendiniz de buna hâlâ şahitlik etmektesiniz.
Bakara 83 - 84
Ey iman edenler! Akitlerinizi yerine getirin.
Maide 1
Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve "işittik, itaat ettik" dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Maide 7

Elçi, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, 
müminler de ( iman ettiler ). 
Her biri; 
Allah’a, 
meleklerine, 
kitaplarına ve 
peygamberlerine iman ettiler ve şöyle dediler: 
"Onun peygamberlerinden hiçbirini ( diğerinden ) ayırt etmeyiz." 
Şöyle de dediler: 
"işittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır."
Bakara 285


Andolsun, Allah israiloğullarından sağlam söz almıştı.
Maide 12
Andolsun, israiloğullarından sağlam söz almış ve onlara Elçi'ler göndermiştik.
Maide 70

"Biz Nasraniyiz" diyenlerden de sağlam söz almıştık.
Maide 14

Elçilerin İşleri 24
5 Biz şunu anladık ki, bu adam dünyanın her yanında bütün Yahudiler arasında kargaşalık çıkaran bir fesatçı ve Nasrani Tarikatının elebaşılarından biridir.

Hani, Allah Elçilerden, "Andolsun, size vereceğim her kitap ve hikmetten sonra, elinizdekini doğrulayan bir Elçi geldiğinde, ona mutlaka iman edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye söz almış ve,
"Bunu kabul ettiniz mi; verdiğim bu ağır görevi üstlendiniz mi?" demişti.
Onlar, "Kabul ettik" demişlerdi.
Allah da, "Öyleyse şahid olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti.
Ali imran 81