Ana Sayfa

Cinsel Ahlâksızlık ! ( Tevrat, incil ve Kuran’da )


SADECE Erkek ve Dişi var, 3. Cins YOK !

Sapıklık Bir Tercihtir, Hastalık Değil ! 


Tevrat

Yaratılış / Tekvin 
26 Tanrı, “Kendi suretimizde, kendimize benzer insan yaratalım” dedi, “Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.”
27 Tanrı insanı kendi suretinde yarattı, onu Tanrı’nın suretinde yarattı. Onları erkek ve dişi olarak yarattı.
 
Tesniye / Yasa'nın Tekrarı 22
5 “Kadınlar Erkek giysisi, Erkekler de Kadın giysisi giymesin.  
Tanrınız RAB bu gibi şeyleri yapanlardan tiksinir.
 
Levililer / Levioğulları 18
22 Kadınla yatar gibi bir Erkekle yatma. Bu iğrençtir.
 
Levililer / Levioğulları 20
13 Bir Erkek başka bir Erkekle cinsel ilişki kurarsa,  
ikisi de iğrençlik etmiş olur.  
Kesinlikle öldürülecekler. Ölümü hak etmişlerdir.
 
Yeşaya 45
10 Babasına, “Dünyaya ne getirdin?”
Ya da annesine, “Ne biçim şey doğurdun?”
Diyenin vay haline!


incil 
 
Romalılar 6
12 O halde, günahın ölümlü bedenlerinizde kral olarak hüküm sürmesine ve 
sizi beden arzularınızın emrine sokmasına izin vermeyin.
 
1. Korintliler 6
18 Cinsel ahlaksızlıktan kaçın.  
İnsanın işleyebileceği diğer tüm günahlar bedeninin dışında kalır;  
cinsel ahlaksızlık yapan ise kendi bedenine karşı günah işler.
 
1. Selanikliler 4
Tanrı’nın isteği, sizin kutsal duruma gelmeniz ve  
cinsel ahlaksızlıktan sakınmanız,
Markos 10
“Tanrı, yaratılışın başlangıcından ‘İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.’
 
Matta 19
4 - 6 ”İsa şu karşılığı verdi: ‘Kutsal Yazılar’ı okumadınız mı?  
Yaradan başlangıçtan İnsanları Erkek ve Dişi olarak yarattı’
 
Yahuda 1
Sodom, Gomora ve çevrelerindeki kentler de benzer biçimde kendilerini fuhuş ve sapıklığa teslim ettiler.  
Sonsuza dek ateşte yanma cezasını çeken bu kentler ders alınacak birer örnektir. 
1 Korintliler 6
9 - 10 Günahkârların, Tanrı Egemenliği’ni miras almayacağını bilmiyor musunuz? Aldanmayın!
Ne fuhuş yapanlar Tanrı’nın Egemenliği’ni miras alacaktır, ne puta tapanlar, ne zina edenler, ne oğlanlar, ne oğlancılar, ne hırsızlar, ne açgözlüler, ne ayyaşlar, ne sövücüler, ne de soyguncular.
 
1. Timoteos 1
9 - 10 Çünkü biliyoruz ki, Yasa doğrular için değil, yasa tanımayanlarla asiler, tanrısızlarla günahkârlar, kutsallıktan yoksunlarla kutsala karşı saygısız olanlar, anne ya da babasını öldürenler, katiller, fuhuş yapanlar, oğlancılar, köle tüccarları, yalancılar, yalan yere ant içenler ve sağlam öğretiye karşıt olan başka ne varsa onlar için konmuştur.
Romalılar 1
25 Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular.
Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler.
Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.
26 İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti.
Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler.
27 Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp
birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular.
Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve
kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar.
28 Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için
Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti.
32 Böyle davrananların ölümü hak ettiğine ilişkin Tanrı buyruğunu bildikleri halde,  
bunları yalnız yapmakla kalmaz, yapanları da onaylarlar.

Gök kuşağı, Tanrı'nın Nuh'a verdiği bir işarettir. 
Tanrı, Nuh'un gemisinden sonra dünyaya bir daha tufan göndermeyeceğine dair verdiği sözünü, gök kuşağı aracılığıyla simgeleştirmiştir. 
Bu, Tanrı'nın insanlığa olan merhametini ve güvenini simgeler.
























Kuran
Sizi bir Erkek ve bir Dişiden yarattık.
Hucurat 13
 
Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden ( erkekli dişili ) iki eş yarattık.  
Zariyat 49

Göklerin ve yeryüzünün egemenliği yalnız Allah'a aittir.
O, dilediği şeyi yaratır.
Dilediğine Dişi dilediğine de Erkek ( Çocuk ) bahşeder.
Şura 49

Allah, her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin artırdığı şeyi ve eksilttiği şeyi bilir. Her şey O’nun katında bir ( Kader ) Ölçü iledir.
Rad 8

Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı çirkin işi mi yapıyorsunuz ?
Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. 
Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz.
Araf 80 - 81


Lut Kıssası

Lût’u da Peygamber olarak gönderdik. Hani o kavmine şöyle demişti:   
"Sizden önce âlemlerden hiçbir kimsenin yapmadığı 
çirkin işi mi yapıyorsunuz?" 
"Hakikaten siz kadınları bırakıp, 
şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz.  
Hayır, siz haddi aşan bir toplumsunuz."
Kavminin cevabı ise sadece, "Çıkarın bunları memleketinizden!  
Güya onlar kendilerini fazla temiz tutan insanlar!.." demek oldu.
Bunun üzerine biz de onu ve karısı dışında aile fertlerini kurtardık.  
Karısı ise azab içinde kalanlardan oldu.
Onların üstüne bir azap yağmuru yağdırdık."  
Bak, suçluların akıbeti nasıl oldu.
Araf 80 - 84

Elçilerimiz Lût’a gelince onların yüzünden üzüldü, göğsü daraldı ve "Bu çok zor bir gün" dedi.
Kavmi, (konuklarıyla çirkin ilişkide bulunmak üzere) ona doğru koşa koşa geldiler. Zaten onlar önceden de bu tür çirkin işleri yapıyorlardı. Lût, dedi ki: "Ey Kavmim! İşte kızlarım. Onlar(la nikâhlanmanız) sizin için daha temizdir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve konuklarıma karşı beni rezil etmeyin. İçinizde hiç aklı başında bir adam yok mu?"
Onlar, "İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun" dediler.
(Lût da:) "Keşke size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı, ya da sağlam bir desteğe dayanabilseydim" dedi.
Konukları şöyle dedi: "Ey Lût! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla ulaşamayacaklar. Geceleyin bir vakitte aileni al götür. İçinizden kimse ardına
 bakmasın. Ancak karın müstesna. (Onu bırak.) Çünkü onların (kavminin) başına gelecek olan azap, onun başına da gelecektir. Onların azabla buluşma zamanı sabahtır. Sabah yakın değil midir?!"
(Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Hud 77 - 83

İbrahim, "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi.
Şöyle dediler: "Şüphesiz biz suçlu bir millete gönderildik.
Lût’un ailesi başka (Onlar suçlu değillerdir). Lût’un karısı dışında onların hepsini kurtaracağız. Biz, onun geride kalanlardan olmasını takdir ettik.
Elçiler (melekler) Lût’un ailesine gelince, Lût onlara, "Gerçekten siz tanınmayan kimselersiniz" dedi.
Dediler ki: "Evet, fakat biz sana (kavminin) şüphe etmekte olduğu azabı getirdik."
"Biz, sana gerçeği getirdik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz."
"Gecenin bir bölümünde aile fertlerini yola çıkar, sen de arkalarından git. Hiçbiriniz arkaya bakmasın. Emrolunduğunuz yere (doğru) geçin gidin."
Ona şu durumu kesin olarak bildirdik: "Sabaha çıkarken onların sonu kesilmiş olacak."
Şehir halkı sevinerek geldiler.
Lût, dedi ki: "Şüphesiz bunlar benim misafirlerimdir. Sakın beni rezil etmeyin."
"Allah’a karşı gelmekten sakının, beni utandırmayın" dedi.
Onlar, "Biz seni insanlarla ilgilenmekten men etmemiş miydik" dediler.
Lût: "İşte kızlarım. Eğer yapacaksanız (onlarla evlenebilirsiniz)" dedi.
(Melekler, Lût’a:) "Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)" dediler.
Derken güneşin doğuşu sırasında, o korkunç uğultulu ses onları yakalayıverdi.
Hemen onların altını üstüne getirdik. Üzerlerine de balçıktan pişirilmiş taşlar yağdırdık.
Şüphesiz bunda düşünüp görebilen kimseler için ibretler vardır.
O şehrin kalıntıları hâlâ mevcut olan bir yol üstünde duruyor.
Şüphesiz bunda inananlar için bir ibret vardır.
Hicr 57 - 77

Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler.
Onu rahmetimizin içine soktuk. Çünkü o, gerçekten salih kimselerdendi.
Enbiya 74 - 75

Lût’un kavmi de peygamberleri yalanladı.
Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: "Allah’a karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
"Şüphesiz ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."
"Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin."
"Buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretim ancak âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir."
"Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıyor da insanlar arasından erkeklere mi yanaşıyorsunuz? Siz gerçekten haddi aşan bir topluluksunuz."
Dediler ki: "Ey Lût! (İşimize karışmaktan) vazgeçmezsen mutlaka (şehirden) çıkarılanlardan olacaksın!"
Lût, şöyle dedi: "Şüphesiz ben sizin yaptığınız bu çirkin işe kızanlardanım."
"Ey Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıkları çirkin işten kurtar."
Bunun üzerine biz de onu ve geri kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın hariç bütün ailesini kurtardık.
Sonra diğerlerini helâk ettik.
Onların üzerine bir yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda) uyarılanların yağmuru ne kadar da kötü idi!
Şüphesiz bunda büyük bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.
Şüphesiz senin Rabbin, mutlak güç sahibi ve çok merhametli olandır.
Şuara 160 - 175

Lût’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o, kavmine şöyle demişti: "Göz göre göre, o çirkin işi mi yapıyorsunuz?"
"Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz? Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz."
Bunun üzerine kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu: "Lût’un ailesini memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temiz kalmak isteyen insanlarmış(!)"
Biz de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı başka. Onun geride kalıp helâk olmasını takdir ettik.
Neml 54 - 58

Lût’u da peygamber olarak gönderdik. Hani o, kavmine şöyle demişti: "Gerçekten siz, sizden önce dünyada hiçbir toplumun yapmadığı bir hayâsızlığı işliyorsunuz."
"Siz hâlâ erkeklere yanaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlik yapacak mısınız?" Kavminin cevabı, "Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi Allah’ın azabını getir bize" demeden ibaret oldu.
(Lût) "Ey Rabbim! Şu bozguncu kavme karşı bana yardım et" dedi.
Elçilerimiz (melekler) İbrahim’e müjdeyi getirdiklerinde, "Biz, bu memleket halkını helâk edeceğiz, çünkü oranın ahalisi zalim kimselerdir" dediler.
İbrahim, "Ama orada Lût var" dedi. Onlar, "Orada kimin bulunduğunu biz daha iyi biliriz. Biz, onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Ancak karısı başka. O, geri kalıp helâk edilenlerden olacaktır."
Elçilerimiz Lût’a geldiklerinde, Lût, onlar yüzünden tasalandı, onlar hakkında çaresizlik içine düştü. Elçiler ona, "Korkma, üzülme. Biz, seni ve aileni kurtaracağız. Ancak karın başka. O, geride kalıp helâk edilenlerden olacaktır."
Şüphesiz biz, bu memleket halkı üzerine, fasıklık ettiklerinden dolayı gökten bir azap indireceğiz.
Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
Ankebut 28 - 35

Şüphesiz Lût da peygamberlerdendi.
Hani biz onu ve geride kalanlar arasındaki yaşlı bir kadın (kâfir olan eşi) dışında bütün ailesini kurtarmıştık.
Sonra da diğerlerini yok ettik.
Şüphesiz sizler (yolculuklarınız sırasında) sabah akşam onların (harap olmuş) yurtlarına uğrayıp duruyorsunuz. Hâlâ düşünmeyecek misiniz?
Saffat 133 - 138

Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara uzak olmayacak şekilde yaklaştırılacak.
(Onlara şöyle denir:) "İşte bu, size (dünyada) vaad edilmekte olan şeydir. O, her tövbe eden, O’nun emrini gözeten için, görmediği hâlde sırf saygıdan dolayı Rahmân’dan korkan ve O’na yönelmiş bir kalp ile gelen kimseler içindir."
"Oraya esenlikle girin. İşte bu, ebedîlik günüdür."
Orada kendileri için diledikleri her şey vardır. Katımızda daha fazlası da vardır.
Biz onlardan önce, kendilerinden daha zorlu nice nesilleri helâk ettik de ülke ülke dolaşıp kaçacak delik aradılar. Kaçacak bir yer mi var?
Şüphesiz bunda, aklı olan yahut hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.
Kaf 31 - 37

Şüphesiz O, Şi’râ’nın Rabbidir.
Şüphesiz O, önce gelen Âd kavmini ve Semûd kavmini helâk etti ve hiç kimseyi bırakmadı.
Daha önce de Nûh’un kavmini helâk etmişti. Şüphesiz onlar daha zalim ve daha azgın kimselerdi.
O, "Mu’tefike"yi de kaldırıp yere çarpmış ve onlara örttüğü azap örtüsünü örtmüştür.
Necm 49 - 54

Lût kavmi de uyarıcıları yalanladı.
Şüphesiz biz de üzerlerine taşlar savuran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lût’un ailesi başka. Katımızdan bir nimet olarak bir seher vakti onları kurtardık. Şükredenleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Andolsun, Lût onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
Andolsun, onlar onun (meleklerden olan) misafirlerinden nefislerindeki kötü arzuları tatmin etmek istediler. Biz de onların gözlerini silme kör ettik. "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik.
Andolsun, onlara sabahleyin erkenden kalıcı bir azap geldi.
"Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" dedik.
Kamer 33 - 39

Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, "Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!" denildi.
Tahrim 10